Yeni makam aracını bırak, 469 çürük binaya bak!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Belediye Başkanı Şükrü Genç’in belediye meclisinde, kendisine “A8 Audi makam aracının kirasını” soran AK Partili Tolga Savun’a alaycı bir tavırla “Oğlum, A8 eskidi artık şimdi yeni modelini alıyorum” diyerek karşılık vermesi haliyle siyasette günlerdir tartışmalara neden oluyor. Biz de konuya dair bir iki kelam edelim.

Kimsenin bilmediği taze bir bilgiyle başlayalım.

Oysa Şükrü Genç’in meclisteki bu konuşmasından tam da bir gün önce yani 8 Nisan’da Kamu İhale Kurulu, yapılan bir şikayet üzerine Sarıyer Belediyesi’nin 195 araçlık kiralama ihalesini iptal etti. 12 Mart 2021’de yapılan ihaleye giren şirketlerden biri karara itiraz edince kaderin cilvesi misali bu konuşmadan sadece bir gün önce ihale bozulmuştu. Belli ki Şükrü Genç’e yeni model makam aracını bir süre daha beklemek zorunda kalacağı, bindiği 2 milyonluk elindekiyle biraz daha idare etmesi gerektiği söylenmemişti. Neyse devam edelim…

Peki nereden geliyordu bu “lüks makam aracı sevdası”...

Gençliği “Bir muhallebi iki kaşık” felsefesiyle geçmiş, Şebinkarahisar’ın mütevazı topraklarında yetişmiş bir Anadolu insanı, nasıl olur da yıllar sonra özünden kopup böylesi lüks meraklısı oluvermişti.

Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in “lüks araba aşkı”nın kaynağı, belki de küçükken  okuduğu Recaizade Mahmud Ekrem’in “Araba Sevdası” isimli romanındaki Bihruz Bey karakteri olabilir. Romandaki “Bihruz Bey mirasyedi bir gençtir, hayatı lüks ve şatafat içinde geçer, mesire yerlerinde, kır kahvelerinde lüks arabasıyla gezmesiyle bilinir. Özentilidir, haliyle biraz da şımarıktır” Romanın sonu haliyle pek de iç acıcı bitmez…

Neyse konumuza dönelim, son günlerin moda tabiriyle zevzeklik etmeyelim..

Olayın esprisi tarafı bir yana, ben şahsen devleti ve kamuyu temsil eden üst makamların, ortanın biraz üzeri sevide makam aracı kullanmalarında bir sakınca görmüyorum. “İşin suyu kaçırılmadığı, lüks budalalığına dönüştürülmediği” sürece kimsenin de bundan şikayetçi olmasını doğru bulmuyorum. Şükrü Genç’in makam aracı meselesine de herkes kendi penceresinden “ihtiyaç” ya da “savurganlık” gözüyle bakabilir. Herkesin fikri elbette kendine…

Ancak ne var ki; Sarıyer’in en büyük meselesi Şükrü Genç’i bindiğilüks makam aracı meselesi değildir… Sarıyer’in çok daha ciddi ve önemli sorunları var.

Örneğin Sarıyer’de, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Kandilli Rasathanesi‘nin hazırladığı “İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Projesi 2019″ raporuna göre yıkılmaya yüz tutan ve içinde halen binlerce insanın ölümle burun buruna yaşadığı tam 469 bina var. Bu da yaklaşık 2-3 bin daire demek…

Rapora göre, Sarıyer’de 102 bina “çok ağır” hasarlı, 367 bina ise ağır hasarlı… Bu binalardan pek çoğu 5 kattan yüksek. Bu binalar hangi mahallede, içinde kaç kişi yaşıyor tüm bunlar tek tek biliniyor. Kısaca Azrail her an tetikte bekliyor, ölüm göz göre göre adeta geliyorum diyor.

Şükrü Genç, yeni model makam aracının hayalini kuracağına öncelikle bu binalarda yaşayan binlerce Sarıyerlinin hayatlarını güvence altına almalıdır. Bu evlerde yaşayan insanların hayatları, Şükrü Genç’i; bineceği yeni model A8 kadar düşündürmüyorsa o zaman bu evler gibi zihinler de ağır hasar görmüş, hatta çürümüş, enkaza dönmüş demektir.

Sarıyer Belediyesi, İBB’nin 2019 yılı deprem raporundan sonra bu çürük binalarda yaşayan insanların can güvenliklerini sağlamak için bugüne kadar ne yapmıştır?

Çoğunluğu Ayazağa bölgesinde yaşayan bu insanların hayatları, başkanın bineceği yeni model makam aracından daha mı değersizdir?

Sarıyer halkına 12 yıldır verilen tapu sözleri, vaatleri unutulmuş, insanlar çürük binalarda kendi kaderlerine mi terkedilmiştir? 

Zaten yakında seçim yok denip, verilen bunca şeref sözleri bir tarafa mı atılmıştır?

Sarıyer’in en büyük sorunu, gerçek gündemi işte budur.

Sarıyer’i yönetenler; her gece yastığa başlarını koyduklarında 469 sayısını hatırlasınlar. 469 sayısının “çitten atlayan koyunlar” değil, 469 çürük bina olduğunu, içinde binlerce insanın çoluk çocuk demeden her an ölüm korkusuyla yaşadıklarını unutmasınlar… Unutmasınlar ki omuzlarında taşıdıkları sorumluluğu düşünsünler, Maslak’taki kaçak gökdelenlere Şişli’den sipariş usulü gönderilen “uyduruk evraklarla” iskan verdirip rantçılara hizmet etmeyi değil, oylarıyla saltanat sürdükleri gariban halka hizmet etmeyi düşünsünler…

Şükrü Genç; Sarıyer’de her an yıkılabilecek durumda ağır hasarlı 469 bina varken, 140 milyonla devraldığı belediye borçları 800 milyonu aşmışken, yıllardır her seçim öncesinde verdiği tapu vaatleri havada kalmışken, Balıkçılar Çarşısı gibi basit bir projeyi dahi yıllardır ilçeye kazandıramamışken, hayalini kurduğu yeni model makam aracına acaba gönül rahatlığıyla binebilecek mi?

Şayet tüm bu sorunlar çözülmüş; Sarıyer herkes için sorunsuz, mutlu ve huzurlu bir ilçe haline gelmiş olsaydı, Şükrü Genç’in neye bindiği, ne kadar kira ödediği kimsenin umurunda olmazdı! O zaman ister bisiklete biner, ister deveye biner, ister Akbil basar, isterse mecliste söylediği o dört gözle beklediği yeni A8’sine gönül rahatlığıyla binebilir… 

Yeterki makamının hakkını versin de; bindiği araba kimsenin gözüne batmasın!!!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.