Mutsuz ve kopuk bir evlilik çocuk için sürdürülür mü?

Sadece çocuklar için devam eden bir evlilik çocuklara daha fazla zarar verebilir. Bitmesi gereken ve tarafların mutsuz olduğu evliliklerde iletişim son derece olumsuz olabiliyor ve partnerlerin birbirine karşı tahammülleri oldukça düşebiliyor. Bunun sonucunda evde çözülemeyen ve yükselen tartışmalar, huzursuzluklar sağlıklı bir ev ortamından uzaklaşarak çocuğu stresli durumlar içerisine sokabiliyor. Bundan dolayı, çocuk için sürdürülen evlilikler çocuğa yarardan çok zarar verebiliyor. Sürekli huzursuzluğun olduğu, gergin ve stresli bir ortama maruz kalmak sadece çocuk için değil genel olarak yetişkinler için de psikolojik sağlığa zarar verir. Başta depresyon ve kaygı olmak üzere çeşitli psikolojik problemlere zemin oluşturabilir. Eşlerin ebeveyn ve partner ilişkilerini sağlıklı ve işlevli bir şekilde devam ettirebilmeleri için öncelikle tarafların dengede oldukları ve duygularını doğru ifade edebilmeleri gerekmektedir. Mutsuz ve kopuk bir evliliği sırf çocuk için yürütülmesi taraflar için çok yıpratıcıyken, çocuk için ise gereksiz ve büyük bir sorumluluktur. Eşler aralarındaki sevgi, saygı, güven ve bağlılık son bulmuşsa resmi olarak ayrılmasalar da zaten duygusal olarak ilişki bitmiştir. İnsanların birbirine sevgi ve anlayışının olmadığı bir ortamda tahammül seviyesinin düşmesi ile birlikte ufak problemler bile büyük sorunlara dönüşebilir. Bu durum sürekli gergin ve huzursuz bir ortama rahatlıkla bir zemin hazırlar.

SAĞLIKSIZ VE MUTSUZ GİDEN BİR EVLİLİĞİ BİTİRMEK ÇOCUĞUN DEĞİL, EBEVEYNİN SORUMLULUĞUDUR!

Ebeveyn olmaya karar verdiğimiz ve bunun için adım attığımız an sorumluluk alma konusunda, çocuğun ihtiyaçlarının daha önde tutulması ve ona sağlıklı bir ortam sağlamak için bir adım atmış oluruz. Evliliğin sürdürülmesi veya bitirilmesi kararı ebeveynlerin sorumluluğundadır ve bu sorumluluk hiçbir şekilde çocuğa yüklenmemelidir. Çocuklar her koşulda ebeveynlerini bir arada görmek ister ve doğal olarak ayrılma kararı çocukta üzüntüye neden olabilir. Çocuğun yaşı ile doğru orantılı olarak çocuk bu kararı vermede ve kendisi için neyin iyi-kötü olduğunu ayırt etme becerisine sahip olmayabilir. Sağlıksız, mutsuz ve ev ortamının huzursuz olduğu ilişkileri bitirmek ebeveynlerin sorumluluğudur.

BOŞANMIŞ EBEVEYNLERİN ÇOCUKLARI DA MUTLU BİR YAŞAM SÜREBİLİR!

Sürecin ebeveynler tarafından doğru yönetilmesi ve bu ayrılığın çocuk ile ebeveynleri arasında değil partnerlerin arasında olduğu sağlıklı bir biçimde çocuğa aktarılmalıdır. Çocuğun boşanmadan nasıl ve ne derece etkileneceği tamamen anne ve babanın bu süreci nasıl yöneteceği ile ilgilidir. Boşanma süreci ve sonrasında ebeveynlerin kendi hayatında ve psikolojiklerinde dengeyi bulmaları çok önemlidir. Çocuklar çok güzel izleyici ve analizcilerdir. Anne ve babalarının duygularından, davranışlarından etkilenir. Ayrıca ebeveynlerini rol model alırlar. Boşanma sonrası tarafların mutsuz, öfkeli, gergin, depresif davranışları çocuğu etkiler ve süreci zorlaştırabilir. Anne ve babasını mutsuz ve depresif gören çocuk ayrılık durumunun normal olduğunu değil, çok olumsuz ve katlanılması zor bir durum olduğunu düşünecektir. Ayrılık süreci ve sonrasında çocuk anne ve baba arasında bırakılmamalıdır. Herhangi birinin yanında durması gibi bir sorumluluk asla yüklenmemelidir. Ebeveynler birbirine nefret içeren davranışlar içerisinde değil, çocuk için belli düzeyde arkadaşlıklarını koruyabiliyorlarsa çocuk durumdan daha az etkilenecektir. Böylece, ayrılık süreci daha sağlıklı atlatılabilir.

TERAPİ DESTEĞİ ALMAK BOŞANMA DURUMLARINDA YAYGIN VE FAYDALI BİR DURUMDUR!

Ebeveynlerin çocuğa destekleyici ve sağlıklı bir süreç yaşatması için kendi duygusal durumlarını dengelemeleri çok önemlidir. Bu süreçte gerekli tedavi süreci oldukça yardımcı olabilir. Özellikle sağlıklı iletişim kurmak ve sorumlulukların tamamlanması için oldukça önemlidir. Çatışmaları sağlıklı iletişim ile çözmek ve çocuğa yansıtmamak, boşanmama sürecinde çocuklar için oldukça önemlidir.

Exit mobile version