Bizde, siyaset ve futbol iç içedir. Siyaset futboldan, futbol siyasetten beslenir.
Her ikisi de geniş kitlelere hitap eder. Her ikisinin de taraftarları vardır, geniş kitlelere hitap ederler. Her ikisinde de transfer hiç bitmez.!
Bugünlerde, her ikisinde de transfer dönemi yaşanıyor.
Transfer döneminde takımların kadro güçlendirme çalışmaları devam ederken bir yandan da bizim gibi insanlar da mizah peşinde koşuyor. Mizahın çılgınca malzeme bulduğu transfer dönemiyle ilgili yazılanlar ise okuyanları güldürmeyi başarıyor. İşte size mizahın tillah’ı
Komik transfer hikayelerinin en traji komik olanı Malatyaspor’la ilgili. İşte arşivden notlar.
“İhracatı teşvik için vergi iadesi geldi Rahmetli Turgut ÖZAL döneminde. O andan itibaren de hayali ihracat diye yeni bir sektör türedi.
Alıyordun hurdayı, gönderiyordun bir başka ülkedeki alıcıya.
Yazıyorsun faturaya, dokuma tezgahı tarağı. Halbuki koliler hurda dolu.
Karşı taraftan biri teslim alıyor o malı. Tabi o da şirketten.
Hoop, al sana %10 vergi iadesi
Gönder 10 milyon Dolarlık mal, devletten al 1 milyon dolar.
İşte tam da o günlerde Malatyaspor’a Nurettin Güven başkan oldu.
Gullit ve Van Basten gelecek dedi.
Hiç unutmam Cumhuriyet Gazetesi’nin haber başlığını:
UFAK AT DA CİVCİVLER YESİN
alt başlık daha makara:
“Nurettin Abi, sen baba adamsın, bu üç Hollandalıyı ayırma birbirinden. Yazıktır. Almışken yap bir babalık da Rijkaard’ı da al”.
Adamların üçü de Milan’da oynuyor, Avrupa şampiyonu. Hiç biri gelmedi tabii.
Sonra bir gün TRT 1’i açtık bir pazar günü. Bir de ne görelim ?
Ünlü Brezilyalı futbolcular Eder ve Serginho spor programında konuk.
Hobaaaa, adamlar milli oyuncu. Hala da oynuyorlar.
Sonra bi acı haber daha, Serginho ve Eder’le beraber Brezilya Milli takım birinci kalecisi Carlos’da transfer ediliyor. Acayip kıskandık, resmen dumur olduk.
Van Basten’le Gullit gelmedi ama Nurettin Abi yapmıştı yapacağını.
Şimdi düşünüyorum da ne kadar ezikmişiz o yıllarda. Spor programına bIr tane futbol topu getirdiler, hap kadar stüdyo, adamlar takım elbiseli falan, birbirlerine kafa pası yaptırdılar ama adamlar mutluydu, epey eğlendiler.
Sonra ne mi oldu ? Trajik kısmı orası.
Önce bir Boğaz turu. Boğaz da rakı balık:
– Raki balik çok güzel ben var bir daha gelmek.
Ardından 5 yıldızlı bir otelde imzalar atıldı ve adamlar bavullarını toplamaya memleketlerine gittiler.
Malatya’nın İstanbul’un bir parçası olduğunu zannetmiş üçü de. Ya da bildiğin tufaya getirilmişler. Malatya’ya gidip görünce gerçeği isyan bayrağını açtılar.
Eder Malatya’yı gördükten sonra bir daha Türkiye’ye adımını atmadı. Oynamam dedi.
Malatya Eder’i FİFA’ya şikayet etti, O beni kandırdılar diye Malatyaspor’u.
Serginho, ben antrenmanları istanbulda yaparım, maçtan maça gelirim dedi.
Carlos delikanlı adammış, gıkını çıkartmadı.
Sonra Nurettin Güven’in çekleri başladı bir bir patlamaya. Malatyaspor’lu oyuncular alacaklarını alamadıkları için sözleşmelerini fesh ettiler. Malatyaspor’da küme düştü.
Kaleci Carlos ikinci lig de de oynadı, hatırladıkça helal olsun derim adama.
Arşivi karıştırmaya devam edelim. Gelelim siyasetteki transferlere…
“Her şey 1970 bütçesine kırmızı oy verme kararıyla başladı.
Başbakan Demirel’e karşı bir hareketti bu.
Önce 41’ler bayrak açtılar, sonra 72’ler olarak yola koyuldular.
İçlerinde Mehmet Turgut, Faruk Sükan, Saadettin Bilgiç, Hasan Korkmazcan, Özer Ölçmen gibi ağır toplar vardı.
Adalet Partisi’nden koptular ve Ferruh Bozbeyli’nin genel başkanlığında Demokratik Parti’yi kurdular. Ayrıca da Celal Bayar’ın himayesine girdiler.
İlk seçimde de (1973) 50’ye yakın milletvekili çıkardılar.
Demirel’in partisi böylece birincilikten ikinciliğe düştü.
Ve Meclis aritmetiği altüst oldu.
Maksat hasıl olmuştu.
Demirel kaybetti, Ecevit – Erbakan koalisyonu kuruldu.
Gerçi, sonraki yıllarda, çoğu teker teker geriye dönüp tekrar Demirel’e iltihak etti ama bölünmenin izleri kolay silinmedi. 1980 yılına geldiğimizde artık cılız ve dağınık bir siyasi yelpaze vardı.”
*”Tarihe not düşelim.”*
Süleyman Demirel, parti içinde kendine nefes aldırmayan muhalifleri meşhur İçişleri bakanı Faruk sükan vasıtasıyla partiden kopartarak partideki iktidarın perçinledi.
*
Siyasette en meşhur transfer Güneş Motel Olayı veya 11’ler Olayı, 1977 yılı sonunda, 1977 Türkiye genel seçimlerinde Adalet Partisi’nden milletvekili seçilen 11 vekilin partilerinden istifa ederek Cumhuriyet Halk Partisi’ne destek vermesini ifade eden olaydır.
Tarihe not düşelim.
Bülent Ecevit ve CHP’nin kamuoyu yoklamalarında oyları giderek yükseliyordu.
Bülent Ecevit ve CHP iktidarının önünü kesebilmek amacı ile Süleyman Demirel bir operasyon başlattı. Erken iktidara gelen CHP’nin iktidarıda kısa sürdü. Maksat yine hasıl olmuştu.!
11’lerin büyük bir bölümü daha sonra adalet partisine ve onun devamı olan partilere , Süleyman Demirel’in yanına geri döndüler.
Bu dönemde 11’lerle ilgili ne mizahlar yapıldı ne mizahlar!
Bugünlerde futbolda ve siyasette transferler devam ediyor, ne diyelim! kolay gelsin.