Hoş geldin onbir ayın sultanı mübarek ramazan… Gelmen yaklaşınca yine içimde tarifi mümkün olmayan bir huzur var. İçim içime sığmıyor… Senin gelişlerinin bedenime, ruhuma kazandırdıkları beni sana daha da yakınlaştırıyor. Her sene bir ay boyunca seninle geçirdiğim zaman hiç şüphesiz kendime en yakın olduğum zamanlar… Oruç tutarak, nefsimi biraz daha ehlileştirmeyi senle öğreniyorum her seferinde… İftar saatini beklerken, sabretmeyi öğreniyorum, sükutun, öylece beklemenin hafifliğini yaşıyorum.
Her ezan sesiyle sabrın sonunun selamete erdiğini görüyorum… İçtiğim çorbanın, bir dilim ekmeğin şükrünü yaşıyorum. Daha çok şükretmem gerektiğini hatırlıyorum seninle. Bereketinle kurulan sofraların, dostlarla yapılan iftarların güzelliğini yaşıyorum.
Oruç tutmanın sadece aç kalmak, susuz kalmak meselesi olmadığını, derdinin sadece midemle değil de, ruhumu da iyileştirmeye, geliştirmeye çalıştığını biliyorum… Şüphe, korku, evham hepsinden arınıyorum ben seninle, teslim olmayı öğreniyorum her defasında… Yargılarımı bir kenara bırakıyorum, paylaşmanın, yardım etmenin, hoş görmenin beni nasıl iyi ettiğini, ruhumu nasıl da hafiflettiğini görüyorum sayende…
Her gelişinle, sanki tertemiz bir sayfa açıyorsun yüreğime… Yaradan’ımızın belki de bizden istediği budur… Sadece bedenimizle değil de ruhumuzla da oruç tutmayı öğrenmemiz… Sadece aç kalarak değil, kötülüklerden, karanlıklardan, yargılardan uzak durarak, halden anlayarak…
Diyorum ya, bana hep hoş geliyorsun, iyi geliyorsun Ey Mübarek Ramazan… Kalbime verdiğin ferahlık, bedenime verdiğin sağlık için teşekkür ederim…
Nice hayırlı, huzur dolu Ramazanlar geçirmemiz dileğiyle…