Kendinle baş başa

Kendimize yetemez miyiz? Yalnızlıktan bu kadar korkmak, etrafımızda hep kalabalıklar istemek, her eylemi illa ki birileriyle gerçekleştirmek.

İnsanoğlu yalnızlığa neden bu kadar korkunç bir şeymiş gibi bakar. Yalnız olmaktan ölesiye korkar. Oysaki hepimiz yalnız doğduk, yalnız öleceğiz. Yalnızlık sanıldığı kadar kötü olmamalı.

Yalnızlık kendimizle baş başa kalmak değil mi? Bunun nesi kötü olabilir ki? Kendini dinlersin, duygularını gözden geçirirsin, soluklanırsın bir kenarda.

Yalnız olmanın tadına varabilirsen, kendine açtığın o alanda mutlu olabilmeyi öğrenirsen, bunun keyfine varabilirsen işte o zaman başkalarıyla ilişkilerin de çok daha sağlıklı olur.

Hayatındaki hiç kimse senin için vazgeçilmez olmaz. Kimsenin eksik sevgisine muhtaç olmazsın.

Mutlu ya da mutsuz olman başkalarının senin hayatındaki varlığıyla değil, paylaşılan anlarla ilgili olur.

Bir gün o ya da bu sebeple hayatından gittikleri zaman, kendini yapayalnız hissetmezsin. Sadece kendin ile baş başa kalmışsındır o kadar. Şimdi de kendinle paylaşacağın anlara sıra gelmiştir. Yapacak ne çok şeyiniz var düşünsene. O gitmeyi çok istediğin dans kursuna başlayabilirsin. Kendinle baş başa çıkacağın bir tatil de hiç fena olmaz mesela. En sevdiğin yazarın son kitabını alırsın yanına, beğendiğin her cümlesinin altını çizersin.

Yalnızlığı kimsesiz kalmak değil kendinle baş başa kalmak olarak görürsen ve bu kendinle baş başa kalma halini huzur ve sevgiyle besler, çoğaltırsan, işte o zaman yalnızlık seni korkutmaz.

Böylece kimseyle ihtiyaç duyduğun için değil, birlikte olmaktan keyif aldığın, yeni tecrübeler edindiğin için bir arada olursun.

Unutma, kendinle baş başa kalmaktan korkmadığın, yalnızlığına sarılmayı öğrendiğin zaman ilişkilerinde de mecburiyetler, muhtaçlıklar, yetinmeler yerine sadece saf sevgi var olacaktır.

Exit mobile version