Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmekle mi başlasak. Neyimiz var neyimiz yok döksek ortaya. Sandıklara sakladığımız acılarımızı, öfkelerimizi, kırgınlıklarımızı en çok da umutlarımızı döksek mi önümüze, yok saymasak mı duygularımızı. Bize ait her duyguyla yüzleşsek, zaaflarımızdan korkmasak, başarılarımızı hafife almasak, olduramadıklarımıza kısmet değilmiş diyerek yolumuza devam edebilsek. Hatalarımıza gözümüzü kapamak yerine, gözümüzü dört mü açsak aynı hataları tekrar tekrar yapmamak için. Başkaları ne der ne düşünür diye düşünmek yerine kendimize mi kulak versek biraz da…
Tek başına olmayı yalnızlık saymasak mesela. Aşık olsak ama bağımlı olmasak, o duygunun bize ait olduğunu bilsek, aşık olduğumuz kişiye bütün anlamı yüklemesek. Öfkeyi, kızgınlığı yaşarken yine duygumuza sahip çıksak böylece karşımızdakine kin gütmekten vazgeçsek.
Her şeyin üstesinden gelmek için kendimize gereğinden fazla yüklenmesek. Günahlarımızla sevaplarımızla olduğumuz bizi kabul etsek.
Hep birilerinden daha iyi daha başarılı daha güzel olabilmek için girdiğimiz yarışlara kendi en iyi halimize ulaşabilmek için kendimizle girsek. Başkalarından önce kendimize kabul ettirsek varlığımızı.
Kusurlarımızdan utanmasak mesela meziyetlerimize sahip çıktığımız gibi sahip çıksak. İçimize sinen, aklımıza yatan ne varsa bu benim inandığım diyebilsek. Daha sahici olmaz mıyız böylece. Başkalarının istediği sen olmaya çalışmak yerine, olduğun seni kabul etmek, onla kucaklaşmak daha gerçek olmaz mı?
En önemlisi de daha samimi olmaz mıyız kendimize. Hepimizin bir gün kendi sahici varlığıyla kucaklaşması dileğiyle.
HEPİMİZ
Hepimiz ne çok söz sahibi olmuşuz başka hayatlar üstünde. Üstümüze vazife olmayan her şeyi görev bilmişiz. Fikrimizi sorana aklı vermeyi pek sevmişiz.
Başkalarının ilişkilerinin kurdu olmuşuz. Kendi kelimize süremediğimiz merhemi başkalarına sürmeye kalkmışız.
Başka hayatların bilirkişiliğini yaparken kendi hayatlarımızı gelişine yaşamışız da farkında olmamışız.
Elaleme ne, derken elalemin ta kendisi olmuşuz. Milletin yangınlarına körükle gitmişiz.
Ben olsam öyle yapmazdım derken, tam da öyle yapmışız. Sınanmadığımız yerden gelen her soruya cevabı ezberden vermişiz.
Anlayacağınız, hepimiz başka başka hayatların çok bilmişleri olmuşuz…