Hepimiz aynı gemideyiz…

Türkiye koronavirüsle mücadelede zor günlerden geçiyor. Son zamanlar hasta sayısındaki artışlar gösteriyor ki maske, mesafe ve temizlik kuralları doğru şekilde yeterince uygulanmıyor! Maske takılıyor ama yanlış ya da sadece maske takmak yeterliymiş gibi sosyal mesafe hiçe sayılıyor…

Çember git gide daralıyor! Covid-19’un ülkemizde görülmeye başladığı ilk aylarda TV haberlerinden izlediğimiz vakalar artık çok yakın çevremizden de çıkar oldu. Herkesin bu mücadelede elini vicdanına koyması gerekiyor. Öyle ki uymadığımız her kural sadece kendimizi değil toplumu da etkiliyor. Hızlı bir çağda yaşıyoruz. Dolayısıyla oradan oraya koşturduğumuz yaşam şekli bu hastalığın yayılımında da aynı hatta daha da hızlı sürüyor. Yaşamda herkesin belli sorumlulukları var. Mart ayından bu yana süregelen ve artık 1 yıla yaklaşan bu zorlu süreçte ekonomimiz, psikolojimiz ve sosyal yaşamımız oldukça olumsuz etkilendi. Sevdiklerini Covid-19 nedeniyle kaybeden insanların yaşamları alt üst olurken, hastanelerde hastalara yetişmek için gece gündüz çalışan sağlık çalışanları da çok yoruldu.

Tüm bu sürece bakınca yakalanacağımız Covid-19 yaşamımızı elbette sekteye uğratacaktır. Hedeflerimiz, hayallerimiz, görev ve sorumluluklarımızı yerine getirecek gücü kendimizde bulamayacağız. Dolayısıyla yakın çevremizde Pozitif çıkan bir vaka olduğunda vakit kaybetmeden hemen test yaptırmamız gerekiyor. Çünkü toplum içerisinde attığımız her adımda halk sağlığı için istemeden olumsuz durumlara sebebiyet verebiliriz.

Bu süreçte en önemli noktalardan birisi de şudur ki, artık koronavirüs belirtileri tamamen değişikliğe uğradı. Her insan nasıl farklıysa bu virüs de herkeste farklı farklı belirtiler verebiliyor. Örneğin normalde zaten baş ağrısı çeken birisiyseniz başınız ağrıyabilir. Kronik yorgunluklarınız varsa artışa geçebilir… Covid-19’a yakalandığınızı anlayabilmenin en iyi yolu kendinizi dinlemenizdir. Koronavirüsü ne kendinize çok uzakmış ve gelip sizi bulmazmış gibi düşünün, ne de her an yakalanacakmış endişesiyle kendinizde strese sebep olun. Bunun en orta yolu, her iki düşünceyi dengeleyebilmek; maske, mesafe ve temizlik kurallarına en üst seviyede uymaktır.

Ben bu yazıyı yazarken maalesef Covid-19’a yakalandığımı öğrenmiş ve evimde karantina sürecimdeyken bir yandan da gazeteyi okurlarımıza hazırlayabilme telaşı yaşıyor durumdaydım. Kendimi bir anda içinde bulduğum bu hiç beklenmedik süreçle mücadele etmek gerçekten zordu. Nefes alıp verişteki güçlük, ardı arkası gelmeyen öksürük, ateş, yorgunluk, iyileşmek için kullanılan ilacın yan etkileri… Hepsi kötü bir anı olarak yaşam defterimin bir kenarında kaldı. Başta ailem olmak üzere tüm yakınlarımın, sağlık ekiplerinin ilgi ve alakaları için ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İyi ki varlar…

Aylardır koronavirüs bir fırtına gibi herkesi savurup duruyor. Bu fırtınalı denizde hepimiz aynı gemideyiz ve bir an önce eski sağlık günlerimizin o güzel limanına ulaşmaya çalışıyoruz… Dolayısıyla toplumda en önemli duygular şu sıralar birlik ve beraberlik üzerine olmalıdır. Stres, üzüntü ve çatışmadan uzak içsel huzurumuzu arttıracak aktivitelerle günlerimize anlam katmalı, sağlığımıza da dikkat etmeliyiz.

Hayat gerçekten çok kısa… Kıymetini bilelim. Herkese sağlıklı günler diliyorum…

Exit mobile version