Acaba Maslak olmasaydı, Sarıyer’deki siyasetçilerimizin halleri nice olurdu? Hiç şüphesiz belediyecilik daha yorucu, hayat belki de çekilmez olurdu. Ancak iyi ki Maslak, iyi ki “iskansız” binalar var! Malum nerede bir sorun varsa, çözümün getirdiği nimetler de vardır.
Nimetsiz çözüm olmaz, kiminin parası kiminin oyu misali…
Neyse gelelim konumuza…
Tarih 26 Şubat… Kilyos‘ta gizli ve çok önemli bir görüşme yapılır. Bu çok ama çooook gizli buluşmanın ana konusu Maslak’ta yaklaşık 2 bin konutun bulunduğu ünlü bir sitedir. İskanı olmadığı için tapuda sorunlar yaşayan meşhur sitenin bir an önce iskana kavuşması gerekmektedir. Leyla’nın Mecnun’a, Ferhat’ın da Şirin’e kavuşmak istemesi gibi bir istektir bu. İskan aşkı o kadar büyüktür ki bunca yıl uğruna ödenenler göze bile batmaz. Sarıyer Tapu Müdürlüğü‘nde sürekli sorun çıkaran iskan meselesi kesin olarak halledilmeliydi. Kat irtifakı ile kat mülkiyeti tapusu arasındaki belirsizlik artık tamamen tarih olmalıydı.
Sarıgül zamanında yapımına izin verilen bu sitenin, iskan sorunu bunca yıl çözülememişti. Mesele, Şişli Belediyesi’nde hazırlanan sahte iskan belgeleriyle çözülmek istenmiş ancak sahte iskan belgeleri patlamıştı. İşin sorumluluğu basit bir memura yıkılarak, alınan 5 ay gibi komik bir cezayla olay bir nevi kapatılmıştı. Böylece konusu ağır ceza mahkemelerinin kapsamına girebilecek, “müteahhit-belediye takımı” arasındaki al gülüm ver gülüm döngüsü, tek bir kişinin üzerinde kalmış, sonuçta konu, görevi kötüye kullanmak gibi basit bir suç olarak tatlıya bağlanmıştı. Haliyle çok kişi olaydan kendini kurtarmıştı.
İşte böylesi sorunlu bir sitenin iskan işini çözmek, olayın ballı tarafından ziyade ileride imza atanların canını yakabilecekti. Bunun bilinciyle hareket eden Sarıyer ekibi, bu işten endişelidir, ancak bu işi çözmekten başka çareleri de yoktur. Zira kendilerini masaya oturtan güç, ünlü bir müteahhittir, iktidara yakın bu müteahhit aslında kendilerine baskı uygulamaktadır.
Bereketli bir konu olsa da işin içinde tehditvari bir süreç vardır. Geçmişteki bazı kötü örnekler kendilerinin ellerini bağlamaktadır. Anadolu yakasında ofisi bulunan yaşı henüz 40 dahi olmamış bitirim bir avukat, müteahhit adına bizimkilere zaman zaman “aba altından sopa” göstermektedir. Aynı avukat, Kadıköy Belediyesi‘ne karşı benzer bir kahramanlık girişiminde bulunmuş, ancak baltayı taşa vurup ceza almıştı. Yaşı küçük olsa da icraatları ve maarifetleri büyük bir hukukçuydu.
Kısaca konu ya bitecek, ya da bitecektir. Başka yolu yoktur. Toplantı saatlerce sürmüş, kapalı ortamda uzun süre kalan siyasetçilerimiz iddiaya göre koronavirüsü topluca burada kapmışlardı. Gerçi virüs bu, kimi nerden nasıl yakalayacağı bilinmez…
Maslak’taki ünlü sitenin iskan meselesini çözme konusunda ikna (!) edilen Sarıyer ekibi, Şişli Belediyesi‘nden kendileri için gerekli evrakları ve bunların nasıl hazırlanacağını müteahhit ekibine detaylıca anlatır. Hem böylece ileride olası bir soruşturmada Şişli’nin başı yanacak kendilerine ise bir zeval gelmeyecekti.
Şişli Belediyesi’nden imarla ilgili bu belgeleri almak elbette kolay değildir, çünkü hiç kimse haklı olarak Sarıgül’den kalan bir sorunu kendi imzasıyla çözme riskine girmek istemez. Öyle ya birilerinin öldürdüğünü neden kendileri gömsün, neden suça ortak olsunlar ki;…
Ancak iddiaya göre; Mecidiyeköy’deki Ali Sami Yen Stadyumu‘nun bulunduğu arazi üzerinde yapılan gökdelenlerle ilgili imar usulsüzlükleri Şişli Belediyesi’ndeki ilgili kişileri ikna etmek (!) için kullanılır. Konuyla ilgili 2 bakanlık müfettişinin Şişli Belediyesi’ne gelip inceleme başlatacak olması Şişli ekibini ikna etmeye yeterli olur.
Böylece iddiaya göre Sarıyer ve Şişli ekibi tatlı dille (!) ikna edilir ve sorunun çözülmesi için düğmeye basılır. Şimdi bu son toplantıdan sonra Maslak’taki bu meşhur sitenin iskan meselesi iki kardeş belediyenin paslaşmasıyla çözülme (!) sürecine girer.
Ancak geriye dönük bazı evrakların nasıl hazırlanacağı, bunlara kimlerin nasıl imza atacağı, bu işlemi yapacak kişilerin ileride bunun bedelini nasıl ödeyecekleri merak konusudur.. Bu işten kimler ne alacak mevzusu ise ayrı bir konudur.
Aklı olanlar, bu katakulli işlere girip kendi kaderlerini riske atmazlar, aksi halde son pişmanlık kimseye fayda vermez. Her koyun kendi bacağından asılır, herkes bu işin bedelini er geç öder. Yol yakınken yanlışlardan dönmek gerekir.
Eğer bu yanlış yoldan dönmezseniz; Sarıyer’de yıllardır her seçimde tapu vaadiyle kandırdığınız, imar sorunlarını çözmeyi vadettiğiniz insanların elleri hem bu dünyada hem de ahirette yakanızda olur!
Detayları yazmaya devam edeceğim…