Üniversite giriş sınavlarına 1 hafta kaldı. Yaklaşık 1,5 yıldır tüm dünyayı etkileyen pandemi süreci, gençlerin sınav motivasyonlarını da çok etkiledi.
Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu süreçte sınav kaygısıyla başa çıkma konusunda önemli tavsiyelerde bulundu. Sıfır stresin yani gamsızlığın kişiye kaybettireceğini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Ölçülü stres dikkati ve öğrenme gücünü artırır ve motivasyonumuzu olumlu yönde etkiler” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gençler için hayatlarının önemli bir dönüm noktası olan YKS öncesinde üniversite adaylarına sınav kaygısı ve stres yönetimi konusunda önerilerde bulundu.
Pandemi süreci gençlerin sınava hazırlık motivasyonunu nasıl etkiledi?
Yaklaşık 1.5 yıldır devam eden pandemi süreci, 7’de 70’e herkesi olumsuz şekilde etkiledi. Bu dönemde sınava hazırlanan gençler de durumdan fazlasıyla etkilendiler. Öğrencilerin bir yandan evlerinde uzaktan eğitim görmeleri bir yandan da sınava hazırlanmaları ciddi bir kaygı ortamı oluşturdu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan“Stres var, panik yok’ diyerek sözlerine şöyle devam ediyor “Ölçülü stres, dikkati ve öğrenme gücünü artırır ve motivasyonumuzu olumlu yönde etkiler. Sıfır stres, yani gamsızlık kişiyi kayba ve yok olmaya götürür. Stresi düşman gibi görmemek gerekir. Stres konusu olduğunda stresi yenmek demek yerine “stres yönetimi” ifadesi kullanılmalıdır. Stres yenilecek bir şey değil, faydalanılacak bir şeydir. Siz onu yönetirseniz o stres sizi amacınıza götürür. Yönetemezseniz sizi yıkıma götürür.
Kişinin stressiz olması doğasına aykırı. İnsanı tembelleştiren ve insanı zevk tuzaklarına da düşüren bir şey. Bağımlılığın artma sebeplerinden birisi de zevkçilik ve stresten kaçma. Bizim genetik dizilimimizde bir amaç belirlemek ve bu amaç için çalışmak var. İnsanın genetik dizilimi buna göre kodlanmış. Bunu yapmadığımız zaman aradaki kısa hedefler bizi sadece oyalar.
Nevzat Tarhan’a göre stres yönetilmesi gereken bir araç olarak görülmeli
Stresin bir kaynak yönetimi mantığı ile yönetilmesi gerekir. Önce hedef belirlenmelidir. Aksi durumda plansız bir gidiş olacaktır. Şöyle düşünelim, elinizde bir harita var, nereye gideceğin belli ama nerede olduğunu bilmezsen nereye gideceğini bilmenin bir anlamı olmaz. Kişinin kendi stresini yönetmesi de aynı şekilde hayat planları için çok önemli. Kişinin sağlıklı kararlar vermesine neden olur. Stresi tehdit olarak değil, yönetilmesi gereken bir araç olarak görmeliyiz.
Yüksek motivasyon da tehlikelidir. Yüksek motivasyon da düşük motivasyon kadar tehlikelidir. Yüksek motivasyonu olan gençte genellikle kaygı artar. Motivasyon verirken çocukta aynı zamanda sorumluluk duygusunun da geliştirilmesi lazım. Başaramama korkusu genci strese sokar. Böyle durumlarda gence önceki başarılarını hatırlatmak ve güç vermek faydalı olur.
Nevzat Tarhan : “Sonuca değil, sürece odaklanılmalı”
Sınav kaygısını önlemek için sürece odaklanılmasını tavsiye ediyorsunuz. Sınava kadar olan bu dönemde sınav sonucuna değil, gencin buradaki sürece odaklanması lazım. Sınav sonucuna odaklanmak insanın kontrol edemeyeceği bir şeydir. Kontrol edemeyeceği bir şeye odaklanınca kaygı yükselir. Oysa kontrol edebileceği noktada örneğin sınava kadar bildiklerini tekrar etmek, 100-200 ya da 300 tane soru çözmek önemlidir.
Nevzat Tarhan deneme sınavlarındaki başarıya dikkat çekiyor
Bu gibi sınavlarda çok büyük hedefler koymak, mesela 10 bine girme hedefi de sonuç odaklı düşünceden kaynaklanır. ‘İlk 10 bine gireceğim’ baskısı, sonuç odaklı düşüncedir. Genç burada ‘İlk 10 bine giremezsem ne olacak?’ demeye başlıyor. ‘Ben elimden gelenin en iyisini yapacağım, benim görevim bu ama kaç bine girerim onu bilemem. İnşallah 10 bine girerim ya da 50 bine girerim’ gibi bir hedef koyabilir kendine… Ama sabahtan akşama kadar sürekli sonucu düşünürse o öğrenci sınavda panik yapıyor. Burada gencin deneme sınavındaki başarılarına bakması gerekiyor. Geçmişteki başarılı deneme sınavlarını düşünün başarılı olmamam için hiçbir sebep yok’ şeklinde düşünürse kaygısı azalır.