İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
17 Haziran 2025 Sal
Ebru Gökçeler

Göç etmenin zamanı geldi

service service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Uzun zamandır İstanbul’un beni nasıl yorduğunu düşünüp duruyorum. Hiç bir şey yapmasam da yoruyor bu şehir artık beni. Gündelik basit aktiviteler bile zamanımı çalıyor. Bir yerden bir yere gitmek gözümde büyüdükçe büyüyor. İşe gitmek için yollarda harcadığım zaman çoğu zaman mesaiye başlamadan beni yormuş oluyor.

İnsanların son yıllarda küçük yerleşim yerlerine göç etme isteklerini daha iyi anlamaya başladım.

Teyzem beş yıl önce İstanbul’da yaşamak istemediğini söyleyip İzmir’in Seferihisar ilçesine yerleşmeye karar verdi. Tüm aile bu kararına karşı çıktık o zamanlar.  Ne yapacaktı orda, alışmıştı büyük şehire küçük bir yerde, tanıdığı kimse yok nasıl olacaktı.

Onu bu kararından döndürmek için az dil dökülmedi. Ama teyzem kararlıydı, sakin bir hayat istiyordu ve orada daha mutlu olacağı konusunda en ufak bir şüphe duymuyordu.

Aradan geçen beş yıl boyunca da hep hayatının en doğru kararının İstanbul’dan Seferihisar’a yerleşmek olduğunu söylüyordu. Gerçektende çok mutlu gözüküyordu. Kendine daha çok zaman ayırabiliyor, el sanatları kurslarına katılıyor, gün içinde uzun yürüyüşlere çıkıyordu.

Ben de geçen ay iki haftalığına teyzeme misafir oldum. Hayatın böyle yerlerde ne kadar huzurlu ve sakin olduğuna şahit oldum. Her yere yürüyerek gidebiliyorum. İnsanın üstüne üstüne gelen o kalabalıklar yok buralarda. İstanbul’da aylardır alamadığım hastane randevusunu burada iki gün sonrasına alabildim. İstanbul’a göre ulaşım, gıda ve benzeri birçok şey burada çok daha uygun. Anlayacağınız buralarda yaşamak çok daha kolay ve huzurlu.

Buralarda gökyüzüyle aranıza giren, pamuk gibi bulutları, ışıl ışıl parlayan yıldızları görmenize engel olan yüksek binalar yok. Binalar üç ya da dört katlı. Etraf mandalina bahçeleriyle çevrili. Yürüyüşe çıktığınız zaman mandalina ağaçlarından yayılan o mis gibi koku size eşlik ediyor.

Kafam karışmadı değil, hâlâ İstanbul’da neden yaşıyor olduğumu sorgulamaya başladım. Belki de zamanı gelmişti o çok sevdiğim İstanbul’a veda edip daha sakin bir hayata merhaba deme vakti.

Daha az eşya, daha az insan daha az koşturma. Ve çokça kendimle baş başa.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.