İnanırım ben, en çok da mucizelere…

Sevdiceğim yağmurlar var yine… Oldum olası sevmişimdir yağmurları… Sağanak yağıp insanları sokakta telaşla koşturanını da, iki sevgilinin ellerini sıkı sıkı kenetleyip tek şemsiye altında birleştirenini de, yağmadan önce şimşekler çaktırıp yeri göğü inletenini de, o sözde usul usul yağıp ahmak ıslatanını da… Her halini severim yağmurların. Başkadır yağmur havası… Misler gibi kokar, nefes aldıkça almak ister insan… Toprağa can verişini severim mesela, sokaklardaki kiri pisliği alıp götürmesini, ruhuma iyi gelmelerini severim… Yağmur yağıp seller akarken camdan bakan Arap kızını severim…

Küçük bir kızken camın önünde yağmuru seyrettiğim zamanlarda annemin öğrettiği “Yağmur yağıyor, seller akıyor, Arap kızı camdan bakıyor” şarkısı hâlâ her yağmurda dilimdedir. Yağmurun göklerin sevinç gözyaşları olduğuna inanırım, gökkuşağının da o gözyaşlarının ardından gelen tebessüm. Hani küçük bir çocuğun ağlayarak istediğini yaptırdıktan sonraki o muzip gülüşü gibi.

Hep güzel şeylere inanırım ben. Herkesin kalbinde iyilik olduğuna, birlikten kuvvet doğduğuna, sevginin en iyi ilaç olduğuna, bir tatlı sözün yılanı deliğinden çıkaracağına, paylaştıkça çoğalmanın gücüne, aşkın büyüsüne inanırım… Güzel bakanın güzel gördüğüne inanırım mesela… Sokaktaki canlara bir kap mama koymanın ruha iyi geldiğine, gökte kayan yıldızın dileğimi gerçekleştireceğine inanırım. Başarıyı alkışlayabilmenin alkışlayana da cesaret verdiğine, içten bir gülüşün koca bir günü güzelleştirdiğine, bir kahvenin kırk yıllık hatırına, iyilik yapıp denize atmaya, sarılmanın kalbe iyi geldiğine inanırım. Her karanlığın ardındaki ışığa, her şerde bir hayır olduğuna, iyilik edenin iyilik bulacağına inanırım…

Ama en çok da mucizelere inanırım… Tam her şey bitti derken gelen yeni başlangıçlara, artık sevemem derken tutulduğun aşka, her gecenin ardından doğan güneşin kararlılığına inanırım.

Mucizelerin sonsuz olduğuna, hepimize yetecek de artacak kadar olduğuna inanırım ben. Mucizelerin hayatınızda olması dileğiyle…

Mucizelerle kalın…

Exit mobile version