Sana ait bir şeylerin olsun… Mesela bir kedin ya da köpeğin…
Onlarla koşulsuz sevmenin keyfini yaşadığın…
Sokak hayvanların olsun, seni gördüklerinde sana koşan…
Her gün bir kap mama bir kap su verdiğin, başlarını okşadığın… Gözlerindeki o masumiyeti görüp, kim bilir belki de kendi vicdanını sorguladığın…
Birkaç can dostun olsun.Sadece ağlarken değil gülerken de yanı başında olacak…
Beraber sabahlara kadar sohbetler edebildiğin, hayallerine ortak edebileceğin, günahıyla sevabıyla sevebildiğin…
Sevgilin olsun bir de… Hani en afilisinden olmasa da aynı şeyleri yapmaktan keyif aldığın, aynı şarkıya eşlik ettiğin, yan yana yürüyebildiğin…
Mesela bir başucu kitabın olsun.Sevdiğin her cümlesinin altını çizdiğin… Okumak için bile kimseye ödünç vermediğin…
Evinde bir köşen olsun, ailenin resimlerinin olduğu, yanında da bir küçüklük fotoğrafının… Baktıkça o küçük kıza, şimdiki o güçlü kadınla gurur duyacağın…
Bir koltuğun olsun senden başkasının oturmadığı. En sevdiğin filmleri elinde kahvenle izlediğin…
Bir günlüğün olsun mesela kendinle dertleştiğin…
Bir şarkın olsun. Çaldığında avaz avaz eşlik ettiğin, seni anlatan. Bu benim şarkım dediğin, defalarca dinlemekten bıkmadığın…
Bir saksı çiçeğin olsun. Her gün suladığın, çiçekler açışına şahit olduğun, her sabah ilk günaydın dediğin…
Yaşlandığında torunlarına anlatacağın bir ilk aşkın olsun.Beraber okul asmalarınızı, sana aldığı ilk hediyeyi anlatacağın…
Bir battaniyen olsun mesela. Depresyona girdiğinde altına gizlenebileceğin, acılarını, hayal kırıklıklarını, terk edilişlerini, gözyaşlarını sakladığın…
Bir kokun olsun. Seni anlatan… Kokuyu aldıklarında insanlara seni hatırlatan.
Hayatına dokunduğun insanlar olsun. Yere düştüğünde kaldırdığın, başarısında alkış tuttuğun, korktuğunda cesaret verdiğin, yardım elini karşılıksız uzattığın insanlar olsun…
Bir de güzel bir yüreğin olsun. Hep sevgiyle atan, hep temiz tuttuğun…