İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
17 Haziran 2025 Sal
Ebru Gökçeler

Toplantı

service service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu gün önemli bir toplantım var. Karşılıklı uzlaşmaya varmamız ve doğru kararlar almamız çok önemli.

Bu toplantıyı çok uzun zamandır planlıyor olmama rağmen bir türlü gerçekleştirememiştim. Nedenini bilmediğim sebeplerle hep erteleyip durmuştum. Nihayet o büyük toplantı günü gelip çattı.

Kendimle yapacağım bu toplantıda önemli kararlar alınıp, yeni anlaşmalar yapılıp bazı anlaşmalar da fesih edilecek.

Evet toplantımızın ilk maddesi, şu herkese ve her şeye yetişme telaşına bir son vermek olacak. Ne yaparsam yapayım herşeye yetişmem mümkün olmuyor. Yetişmeye çalışırken de kendime geç kalmalarım, kendime yetememelerim işin cabası. O zaman ilk karar çıktı, herkese ve her şeye yetişme çabasına son veriyoruz. Elimizden geldiği kadar tamamdır.

İkinci ve en önemli maddelerden biri, hayatta ki  önceliğimin kendim olduğunu hatırlamak olacak.Hatır için çiğ tavuk yemeleri bırakıyoruz. Sevdiklerimi memnun  etmek için yaptığım şeyler beni de memnun ediyor mu? Onları mutlu etmeye çalışırken ben bu işin neresindeyim? Yoksa tek derdim başkalarını memnun etmeye çalışıp kabul görmek mi? İyi evlat, dost, çalışan, eş, ebeveyn olmak uğruna kendimden vazgeçmek, kendimi yok saymak, fedakarlık madalyasını boynuma takıp en önde yürümek bu kadar mı önemli?

Ya ertelemeler? Gideceğim seyahatleri, başlayacağım sporu, okumaya niyet edip aldığım romanı ve daha sayamayacağım onca şeyi. Yarın yarın diye diye ertelediğim her anımı. Kimse bana yarınımın garantisini vermezken benim bu yarınlarımdan emin hallerim.

O zaman karar üç; neye niyet ettiysem hemencecik beklemeden harekete geçmek.

Bir de yapılması gerekenler ve içimden gelenler var. Ben yaptığım bir çok şeyi içimden geldiği için mi yoksa yapılması gerektiği için mi yapıyorum. Hangisi doğru diye düşünmeden edemiyorum. Bunun cevabını net bulamasam da biliyorum ki en doğrusu içimden geleni yapmam.

Ve karar dört; kime göre neye göre bilmediğim doğrular yerine içimden geleni yapacağım bundan sonra.

Bir de tasarruf kararları var  İyi niyetimi har vurup harman savurmalara bir dur demenin zamanı geldi. Gelişi güzel kullandığım o canım iyi niyetlerim sonra niyeti kötü olanların elinde heba olup gidiyor.Oysa ki, ne gerek var bu kadar bonkör davranmaya. İyi niyette bir yere kadar di mi ama?

Ve geldik toplantının son maddesine, el alem meselesi. Günahıyla sevabıyla bana ait olan hayatıma her yerden sinsice bazen de açık açık müdahale eden elalem tayfası. Onlar kendilerinde bu konuda sonsuz hak görüyorlar da ya ben? Benim buna izin vermem. Elalem ne der el alem ne düşünür diye diye el alemin eline verdiğimiz hayatlarımız hakkındaki sonsuz söz sahipliği.

Yok Canım kendim, el alem değil sen ne düşünüyorsun, artık bu önemli .El alem ne der bize ne ama di mi?

Kendimle yaptığım bu toplantının tüm alınmış kararlarının altına imzamı atıyorum.

Sevgiyle kalın….

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.