Hepimizin hayatında belki ulaşabileceği, belki de hiç ulaşamayacağı hayalleri vardır… Hayal bu! Kim bilebilir ki gerçek olacak mı, yoksa olmayacak mı? Elbette yaşamımızın her alanında kurduğumuz hayaller gerçek olmayı bekler, ama gerçekler acımasızdır, çok çaba ister. Çaba göstermeden gerçekleşen hiçbir hayal yoktur. Bir sabah uyandığımız andan başlar yaşamın rutin çaba döngüsü ve akşam gözlerimizi kapatıp rüyalara kavuştuğumuz ana kadar sürer…
Hepimiz yaşadığımız yer ve ekonomik şartlara bağlı olarak bir eğitim sürecinden geçtik. Kimi zaman sevdik, kimi zaman ise sevmedik bazı dersleri ama tabi ki eğitim sistemi hepsini kapsıyordu. Öğrenme çabasıyla geçen en heyecanlı yıllar, ergenliğin sona erip artık bize hayata adım atmamızı sağlayacak o üniversite kapısından girmek hayaline kadar geçen süreçtir herhalde… Ancak geriye dönüp de şöyle bir baktığımda lise yıllarını geride bırakıp artık cümlelerimizi daha yetişkince kuracağımız o günlere ulaşmak için çok ders çalışmak gerekiyor muydu hala emin değilim…
“Neden” diyecek olursanız, çünkü o kadar stres altındayken öğrenmek nasıl mümkün olur bilmiyorum! Ben de elbette o yıllardan geçtim! Üniversite hayalimi süsleyen ve okumak istediğim bölüm gazetecilikti. Kazandım! Hem de birçok şeyi yoktan var edip öyle çaba harcayarak kazandım ki şimdi düşünmek bile yorulmaya yetiyor.
Şimdi gelelim ben bunları neden yazıyorum sizlere açıklamaya… Kendimden örnek vererek başladım çünkü hayallerin tercihlere kavuşmasına çok kıymet veririm. Şimdi düşünün ki bir genç için artık lise bitmiş, üniversite sınavına girilmiş, puanlar açıklanmış ve tercih zamanı gelip çatmış! Ama öğrencinin kafasında hala hangi mesleği edinmek istediğine dair bir fikir yok! Bir tercihte bulunabilmek için çevresindekilerle sohbet ediyorlar ama ne yazık ki sohbetin gidişatı hiç iç açıcı değil… Kadınsa ileride evlenince çocuğuna bakmak için vakit ayırabileceği en iyi mesleği seçmek, kendisine uygun mu değil mi sorgulamadan geleceğin mesleği nedir arayışı, en çok para kazandıran meslek ne çıkmazı…
Gençler hayallerinden neden bu kadar koptu? Kendine ait mesleği bulmak için neden hiç bir fikirleri yok? “Hayal etsek de nasılsa olmaz” diye mi düşünüyorlar? Gelecek kaygısı hayal kurmalarına engel mi oluyor? Bu soruların cevapları “evet” de olabilir, “hayır” da… Fakat yadsınamaz bir gerçek var, hayaller hayata açılan en değerli pencerelerdir. Bir evin pencereleri gibi düşünün… Eğer o pencereleri açmazsak evde yaşam bitmez mi? Öyleyse neden kapatıyoruz pencereleri! Neden kendimize ait bir hayalimiz yok?
Başarı yaşamı bir anda gelip bulmuyor. Hayallerimizle başlayan bir yolculukta hedeflerimizi hiç unutmadan ilerlemekle oluyor. Öyleyse eğitim-öğretim yılı içerisinde gençlerin bunu da edinebilmesi için elimizden ne geliyorsa yapalım.
***
Yazın son demleri geldi çattı… Ağustos ayı ile bir yaz mevsimine daha veda etmeye hazırlanıyoruz. Her mevsimin ayrı bir güzelliği vardır. Tıpkı yaşamımızın içerisindeki geçişler gibi mevsim geçişleri de ruhumuzu besler. Sonbaharla birlikte yeni bir eğitim-öğretim yılı başlayacak ve geleceğin gazetecileri, doktorları, öğretmenleri, sanatçıları yetişmeye başlayacak.
Siz siz olun hayatın hiçbir alanında hayalsiz tercihlerde bulunmayın. Çünkü her tercih yaşamda yürüyeceğimiz yolu belirler. Herkesin hayallerini gerçeklere kavuşturacağı güzel günler diliyorum.
Sevgiyle kalın…