Derneğimizin adı size biraz uzun gelebilir. Biz üyeler, ona kısaca “HOŞD” diyoruz.
Faaliyet alanımız çok geniştir: Henüz yazılamamış romanlar, başlanamamış film senaryoları, çizilememiş resimler, “bir ara yaparım” denilip yıllardır bekletilen tüm fikirler…
Hepsine yer var derneğimizde. Ertelenmiş hayatlar, ölü doğmuş fikirler, içimizde büyütülmüş ama hayata geçirilememiş tüm keşkeler…
Sanmayın ki sanatla sınırlıyız. Derneğimizin kapıları, yaşamın her alanında ertelenmiş işleri olanlara ardına kadar açıktır.Spora başlayacağım diyenler ama bir türlü başlayamayanlar, uzun zamandır birini aramayı erteleyenler, bir gün öğreneceğim deyip o konuda tek bir adım bile atmayanlar…HOŞD’mizin kapıları, ne de güzel yankıları…
Dernek merkezimiz, insan zihninin tozlu raflarına kurulmuş sessiz bir arşiv gibidir. Girişte sizi ilk olarak cam bir fanus karşılar. İçinde yazılmayı bekleyen bir şiir bulunur. Bakarsınız ama içinde bir şey görmezsiniz, sakın şaşırmayın ki zaten esprisi budur.
Kütüphanemiz dopdoludur ama raflarında bildiğiniz anlamda basılmış herhangi bir kitap yoktur. Sadece soyut taslaklarbulunur. Genellikle şöyle başlarlar: “Bir adam düşün…”, “O gün rüzgar biraz daha sert esiyordu…”, “Bu hikâye nerede başladı bilmiyorum…” Buna benzer ilk cümleler yazılır, sonrası doğal olarak hep üç noktadır…
Derneğimizde zamanın akışı niyetle ölçülür. Her şey olasılık seviyesinde kalır, hiçbir fikrin ayakları yere basmaz.Yerçekimi yasasına derneğimizde yer yoktur.
Her üyenin bir kartı vardır. Kartlarda şu ibare mutlaka yazar:“Dikkat, gerçekleşme ihtimali düşük, potansiyeli yüksek kişi!”
Aylık toplantılarımızın bir yerindeiçimizden biri mutlaka ayağa kalkar ve der ki: “Arkadaşlar bu ayki hedefim:…” Herkes alkışlar alkışlamasına ama konuşan da bilir ki muhtemelen gerçekleşmeyecektir. Fikirlerimizi paylaşmak, derneğimizin en etkili zehridir.
Bazen içimizden biri çıkar, der ki: “Ben bu ay başlıyorum.” O an hepimiz heyecanlanırız. Ama biliriz ki derneğimizin duvarları en çok bu cümleyi duymuştur ve henüz başlayan olmamıştır. Başlama niyetlerimiz, derneğimizin envanterineeklenmiştir.
Köşede küçük bir vitrin vardır, içinde hiç kullanılmamış not defterleri, özenle hazırlanmış yapılacaklar listeleri, sayfaları boş bırakılmış ajandalar…
Biz “yapacağım” diyenlerin, “bir ara bakarım” diyenlerin üye olduğu bir evren kurduk.
Dışarıdan biri gelir de sorarsa ne iş yaptığımızı: Deriz kiboşuna boş yapma, varsa yarıda kalmış bir fikrin geç otur hele şöyle de dinleyelim.
Bazen hoş manzaralı pencereden dışarı bakarken düşünürüz: Acaba başlasaydık ne olurdu?
Ama hemen ardından birimiz söylenir: O zaman konseptimizbozulurdu. Potansiyellerimizin arşiv memurları olamazdık o zaman.
HOŞD sizi bekliyor. Siz de üye olunuz, başlamakla vedalaşmanın bu en estetik biçimine katılınız! Üyelik formumuzu bir ara onu doldurup bize iletebilirsiniz.
Nerede mi o form?
Hmm doğrusu; yeni üyelik talepleri için bir form oluşturalım diye bir fikir oluşmuştu.
Sahi, sonra o fikri ne yaptık? Şimdi onu ben de hatırlamıyorum…