Ulaş Nikbay

Keşke Burada Olsaydın

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yani, cehennemden anlatabileceğini mi sanıyorsun cenneti?

Acının içinden anlatabilir misin mavi gökleri?

Bir soğuk çelik raydan anlatabilir misin yeşil çayırları?

Bir perdenin arkasından anlatabilir misin gülümsemeyi?

Anlatabileceğini mi sanıyorsun? *

Bir şarkıdan bahsetmenin hiç sırası değildir binlerce insan ölmüşken. Çocuklar annelerinden babalarından ayrılmışken, renk renk balonlar enkazlara asılmışken, bir baba göçükte kalmış çocuğunun soğuk elini daha çok üşümesin diye bırakmıyorken. Bir şarkıdan bahsetmenin hiç sırası değildir; “bir mezarı olsun bari,“ diye bir cümleyi bir insana nasıl kurdururuz, bunu kurma olasılığını ona nasıl yaşatırızı düşünürken. İnsanlar yitirdikleriyle olan son mesajlaşmalarını, son fotoğraflarını gösteriyorken ne faydası vardır ki artık bu cümleleri kurmanın? Yok, anlatılamaz bütün bunlar… Anlatabileceğini sanırsın, yanılırsın…

Seni hiç zorladılar mı hayaletlerle değiştirmen için kahramanlarını,

sıcak küllerle ağaçları, sıcak havayla ılık bir esintiyi, sıradan bir hayatla değişimi?

Peki değiştirdin mi? Hapisteki bir başrolle savaştaki bir figüranı? *

Harfler zayıflardır aslında, mimikleri bile taşıyamazlar. Onlar da aynıdırlar; anlatabileceklerini sanırlar, anlatamazlar. O zaman gözlerini kapatırsın. Kendini yıkılan bir binanın en alt katında, bir enkazın altında düşlersin. Büyük acılar içindesin. Yumruklarını sıkarsın. Yedi kat var üzerinde. Dişlerini sıkarsın. Göz diplerine doluşmuş beton tozunu temizlemeye çalışırsın. Bağırırsın avazın çıktığı kadar. Sesini duyan yoktur. Sıkışıp kalırsın orada. İçin bunalır hemen. Düşüncesi bile çok kötüdür, hemen gözlerini açarsın. Yok, anlatamazsın…

Nasıl da isterdim burada olmanı.

Biz sadece aynı akvaryumda yüzen iki kayıp ruhuz.

Yıllar boyunca aynı eski yerlerde koşup duruyoruz.

Elimize ne geçti? Sadece aynı eski korkular. *

Daha dün onları sıcacık bir dokunuş ve gülümseme olarak hatırlıyorken, gerçekler belleklere zaten çok kalın ve çok acı harflerle zaten yazılıyken; sevdikleriyle arasına soğuk ve aşılmaz betonlar girenleri anlatabileceğini sanıyordun.Yanıldın, ama o da kim? Ekranda, Hatay’da yıkıntıların arasında Pink Floyd çalan bir antikacı beliriyor!Dükkanının önünde sattığı antika eşyaların tozunu alıyor ve yıkık bir kentin binalarının arasından tek tük arabalar geçiyor…

Bazı şarkılar güçlüdürler aslında, bazen enkaz bile taşırlar. Pink Floyd’un bu şarkısı mesela,75’ten beri taşıyor…

Keşke burada olsaydın…*

*Pink Floyd’un “Wish You Were Here“ şarkısından çeviridir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.