Sağlıkla her nefes alıp verişimiz gerçekten bayram olsa da bayram gibi yaşayamaz olduk! Her geçen gün ekonomik dalgalanmalarla artan fiyatlar cebimizi zorlamaya ve gemimizi dalgalarla boğuşarak ilerletmeye devam ediyor. Eskiden bayramları bolluk ve bereket içerisinde “gerçek bir mutlulukla bayram gibi yaşardık”, oysa şimdi bayram gibi yaşayamıyoruz!
Yaşam telaşı her şeyin en önünde koşuyor. Bu telaş git gide anksiyetemizi arttıran bir durum olarak dikkat çekiyor. Kimsenin kimseyi durup dinleyecek ne hali var, ne de vakti… Eksiliyoruz böylelikle… Önce kelimeleri unutuyoruz sonra da unuttuğumuz kelimelerle cümle kuramaz hale geliyoruz. Modern çağın belki de en sessiz halini yaşıyoruz. Teknolojinin sunduğu onca imkan varken gün geliyor belki de hiçbir şey bir mektup, bir bayram tebrik kartının yerini tutmuyor.
O sessizliğin yarattığı en tuhaf şey ise daha yeni sessizlikler doğuruyor olması… Bireyin önce kendisinde başlayıp, sonra aile içine yayılan, hatta arkadaşlar arasına giren ve toplumsal yaşamın her alanına sızan o kocaman sessizlikler… Görüyoruz, duyuyoruz ve biliyoruz! Ama konuşacak halimiz pek kalmamış gibi…
Zaman öyle hızlı akıyor ki, ne planlamalarımız ne de programlamalarımız tutmuyor! Susmak da konuşmak da aynı çabasızlık içerisinde yavaş yavaş eriyip gidiyor!
Her insanın dünyaya geldiği çağın gerektirdiği niteliklerle var olduğuna inanıyorum. Mesela bu çağda stres olmamak “imkansız” diyebilir miyiz? Evet! Peki, bu stresle kaçımız başa çıkabiliyoruz? Kaçımız stresi yönetemediğimiz için hasta oluyoruz? Kaçımızın gerçekten iyileşebilmek için maddi ve manevi güce sahibiz?
Sorular uzayıp gidiyor oysa cevaplar kısa kısa… Cevaplar hayatın akıp giden kaosunun içerisinde kimi zaman pek de anlamlı değil… İnsan yaşamında elbette bir çaba göstermelidir ama insanüstü çabalamak gerçekten çok yorucudur… Hayat akıp gidiyor ve bu akışta kalabilmek için yeterli enerjimiz yok. Herkesin kocaman “yorgunlukları” ve kocaman “yoğunlukları” var. Aslında artık herkes hem bu yoğunluk, hem de bu yorgunluk içerisinde birbirine hak verir oldu.
Her olumsuz durumdan bir olumlu durumun doğduğunu göz önünde bulundurursak belki hayat bizlere empati yapmayı da yavaş yavaş öğretiyordur.
Bayramları bayram gibi yaşamamak işte hep bu sebeplerden… Keyifli bir bayram yazısı yazmak istiyordum ama yine olmadı. İçimden geçenler nedense yine kağıda böyle dökülüverdi. İçinden geçmezse de kaleminden de geçmiyor… Özlediklerimiz, bayramlarımızda yanımızda olamayanlar ve bir bayramda bırakıp artık çok uzaklara gidenlerimiz. Bir daha hiç dönmeyecek çocukluğumuz ve birer birer kaybettiklerimiz. Bir daha bayramlarımızda eksikliği hiç dolmayacak olanlarımız.
Her derdin bir çaresi vardır elbette ancak çareler de tükenir bazen… Bir çocuğun gülümseyişi uzaklaşırsa yüzünden bir daha nasıl mutlu olabilir ki! Bir kere kırılan o cam vazonun her bir parçası, cam kırıkları olup kalplerimize batmaz mı…
Hayata dair her yeni günün bize öğreteceği daha nice şey var! Nefes alıp verdiğimiz sürece her ne olursa olsun hayatı bayrama çevirmek gerekiyor. Güneş her geceyi sabaha nasıl kavuşturur ise her insan da o çabayı dünyayı paylaştığı herkese borçludur.
Umarım bu bayramda çok sevdikleriniz yanınızda ve sizinle bir arada oldukları için çok mutludurlar. Yine umarım bu bayramda da sizlerin bir tebessümünü bekleyenleri unutmazsınız. Hepinize huzurlu ve hayatı olmasa da hayalleri bayram coşkusunda günler diliyorum.
Hayaller bir gün gerçek olmak için var!
Sevgiyle kalın…
Dünya kimsenin etrafında dönmüyor! Seven insanı yarı yolda bırakanlar yalnız olmaya mahkumdur! Dünyayı sevgisiz büyüyen insanlar savaşları yıktı. Senin sevgisizliğin kaybettiklerin değil yanında olduğunu zannettiğin ve senin sevgine saygı duymayan hatta ailen gibi görünen insanlardır! Yaşamak için kitaplar, umut etmek için topraklar, yaşatmak için de çiçeklerin ihtiyacı kadar sular yeter. Bir gün geriye dönüp bakarsan yarı yolda bıraktıklarından dolayı pişman olursun. Sensiz hayata daha sıkı bağlanmayacaklar fakat onları da hayatta tutan sen olmayacaksın onların yaşam azimleri olacak! Sana geçmiş olsun, umarım güzel bir geleceğin de olsun!