Doğduğumuz anda ağlayarak başlayan yaşam yolculuğu büyüdükçe gülümseyişlerimizi bularak devam eder… Önce çocukluk, sonra gençlik ve yetişkinlik derken gülümseyişlerimiz de bizimle birlikte büyür!
Peki, nedir bu samimice gülümseyebilmek! Evet, bu önemli bir durumdur. Çoğu zaman fark etmesek de hayatımızda büyük yer tutar… Çünkü bir insan karşısındaki insana ne kadar samimice gülümseyebilirse hayat da ona tüm mucizelerini sınırsızca sunar. Bunu fark edebilmek elbette zaman alır ve insan zaman akıp giderken bazen yüzündeki gülümseyişi solabilir. Ancak tıpkı solan bir çiçeği canlandırır gibi gülüşleri de yeniden canlandırabilmek de mümkündür… Gülümseyişimizin samimi olması ve nefes alıp verdikçe de hep samimi kalabilmesi içimizdeki ilkbahara çiçeklendirmekle mümkün olur. Karşımızdaki insanın gerçek mutluluğunu eğer bizler de heyecanla karşılarsak elbette mutluluklar çoğalacaktır.
Teknolojinin inanılmaz bir hızla geliştiği ve içerisinde yer almayıp bir tık uzağında olduğumuz her sosyal medya platformu ya da teknolojik gelişmenin hızlıca yabancısı gibi hissedebileceğimiz bir çağda yaşıyoruz. Elbette, faydaları sayılsa da bitmeyecek bir şeydir şu gelişen teknoloji ama yan etkileri de yadsınamayacak haldedir… Özellikle bağımlılık derecesinde bireyi asosyalleştirmesi, tüm sosyal ortamlara girmesine rağmen hala asosyal belirtiler gösteren bireyleri giderek çoğalttı.
Hayat hızla akıp gidiyor… Geç kaldığımız onca şey içerisinde belki de en çok kendi hayallerimize geç kaldık. Şimdi masalları anımsatan onca hayal aslında gerçek olabilmeyi çok bekledi ve gerçek olmaya çok yakındı. Onca emek verilmiş ve bu emeklerin mükafatı yaklaşmıştı. Fakat öyle hayal kırıklıkları ve öyle hayat yorgunlukları yaşar ki insan, toplumsal olarak girdiğimiz ekonomik zorluklar bir yana kişisel olarak hissettiğimiz onlarca zorluk gelip dayanır kapımıza…
Oysa insan yüreğini tüm kötülüklerden koruyup, empati yaparak samimice gülümseyebildiği kadar çoğalacağını keşke unutmasaydı. Yorgunluklarından kendisine kalan onca zaman umutlarını hep saklayabilseydi. Zaman o kadar hızla akıp gidiyor ki! Güneşin doğup batışı arasında geçen bir günün bile hızına yetişemezken, hayatın ritmini yakalamak da elbette herkes için o kadar kolay olmuyor. Sorunlarımız, sorumluluklarımız, yoğunluklarımız ve günün sonunda yorgunluklarımız…
Her şey bir yana ilkbahar hepimizin içini ısıtacak iklimiyle geldi. Herkese huzurunun eksik olmayacağı bir mevsim dileyerek yazımın son satırlarını bitiriyorum.
Sevgiyle kalın…