Depremler oluyor beynimde
Dışarıda siren sesi var…
Keşke depremi, bu şarkıda geçtiği kadarıyla bilsek ama o öyle kalmıyor maalesef. Coğrafyamızda bize sık sık varlığını hatırlatan bir doğa gerçeği var.Yer kabuğundaki kırılmalar ve kaymalar sonucunda yer sarsıntıları oluşuyor. Yüzlerce yıldır biriken enerjinin aniden serbest kalması, fay hatlarındaki hareketlere neden oluyor. Serbest kalan enerji de titreşimler şeklinde dalgalar oluşturuyor. Oluşan bu dalgalar, yeryüzüne ulaşınca da deprem olarak hissediliyor.
İnsan beyni nasıl çalışır diye bir bakayım dedim. Karşıma sol beyin ve sağ beyin diyeikili bir yapı çıktı. Sol beynimiz; mantıksalmış, matematiksel verilerle ilgilenirmiş, dili iyi kullanırmış, pragmatikmiş, sonuçlara önem verirmiş, net sonuçlara odaklanırmış, akademik ve bilimsel konularda başarılıymış. Sağ beynimiz ise; duygusalmış, görsel ve sanatsal konularla ilgilenirmiş, niyete bakarak iyi niyet ararmış, sezgiselmiş, sezgilerine güvenirmiş, duygusallık, sempati, empati, his ve şefkat gibi insanı insan yapan özellikler taşırmış.
Şekle biraz daha yakından bakayım dedim. O da ne! İki lobumuzun arasından geçen o derin fay kırığını gördüm. Bugünlerde deprem bilimci hocalarımızın ekranlarda yine sürekli anlatır olduğu fay hatlarına benziyordu. Sol ve sağ lobların üstündeki kılcal çizgiler ise daha küçük fay kırıklarını andırıyordu.
Bir şekilde sağ ve sol loblarımızın arasındaki o ana kırılmayı ve her iki lobun üzerindeki kılcal kırılmaları toparlamamız lazım. Böylelikle iki lobumuz, demin sıraladığım işlevleri yeniden yerine getirebiliyor olur. Bu iki lobun birlikte başarılı olmasını sağlamamız gerekiyor. Depreme dayanıklı bina, depreme dayanıklı insan ve depreme dayanıklı toplum inşa edebilmemizin tek yolu bu.
Depremler oluyor beynimizde, dışarıda siren sesi var…