İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
21 Haziran 2025 Cts
Ebru Gökçeler

“Ne tadımız kaldı ne de tuzumuz”

service service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tadım yok bu aralar… Ne gecem belli ne de gündüzüm. Yediklerimin tadı yok sanki, bir şey yiyesim de yok, o da ayrı. İçimde bir sızı var. Kolum kanadım sanki kırıldı, mecalim yok hiçbir şey yapmaya…

Biliyorum hepiniz benim gibisiniz. Tüm memleket sancılar çekiyoruz. Dinmeyen derinden bir acıyla… Her şeyin sıradan olduğu bir gecede, birkaç dakika içinde her şey yerle bir oldu. Binlerce insan evsiz, yuvasız kaldı. Kimi evladını kimi anne babasını kimi en sevdiklerini kaybetti. Yetmedi evsiz barksız, ayağında bir çorap bile olmadan sokaklarda soğukta kaldı… Yaşadıkları o korkunç depremin yaralarını nasıl saracak nasıl yeniden başlayabilecek eksik kalan hayatlarına bilmiyorum.

Bilmediğim başka bir şey de bizler nasıl kaldığımız yerden hayatımıza devam edebileceğiz.

Haftada birkaç kez konuşmadan duramadığım oğlumu aramaya elim gitmiyor. Özledim seni demeye dilim varmıyor. Anneme seslenirken nefesim sıkışıyor. Arkadaşlarımla buluşup birkaç kelam etmek gelmiyor içimden, onların da belli ki gelmiyor, kimseden ses yok… Hepimiz sıradan yaşadığımız rutin hayatlarımızdan bile suçluluk duyar olduk. Yediğimiz her lokma kursağımızda, aldığımız her nefes havada kalıyor.

Tek bir düşüncemiz var hepimizin… Onların yaralarını nasıl sarabiliriz. Acılarına ortak olduğumuzu, yalnız olmadıklarını onca insana nasıl hissettirebiliriz. Maddi yardımlar işin en kolay tarafı. Bizler yaşadığımız felaketlerde, her zaman tek yürek olup elimizde avucumuzda ne varsa ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak kısmında çok başarılıyız. Bu sefer de öyle olmadı mı? Bir anda onlarca gönüllü bir olup tırları gıdayla giyimle doldurup afet bölgesine ulaştırmadık mı? Bunu yapmaya da devam edeceğiz.

Zor olanı nasıl başaracağız, onun yolunu bulmalıyız. Onları incitmeden, acıyarak değil acılarına ortak olarak, yaşanan o felaketi sadece onlar anlatmak isterse dinleyerek, hissettikleri o yalnızlığı, şefkatimizle sarmalayarak, kimine anne, kimine evlat, kimine kardeş olarak, sizinleyiz yanı başınızdayız diyerek ellerini sımsıkı tutmaya çalışacağız.

İnanıyorum ki, ancak böyle hem onları hem kendimizi iyi etmeyi elbirliğiyle başaracağız… Kaybettiğimiz onca canı unutmadan, hep rahmet ve sevgiyle anarak, kalanlarımıza kocaman yüreklerimizle sahip çıkarak umutlarımızı tekrar yeşerteceğiz…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.