Ayhan Çevik

Düşünen deli

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Batı ülkelerinde genellikle bir kütüphanenin önünde veya bir üniversitenin kampüsünde Rodin’in “Düşünen Adam” heykelini görürüz. Ülkemizde ise bu meşhur heykel Bakırköy Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi’nin bahçesindedir.

Bizde, düşünen veya düşünce üreten insanlara  “deli muamelesi yapılır!” Onun için, bu durumu yadırgamamak gerekir.

Zira, bizde aklın pek öyle kıymet –i harbiyesi olmadığı gibi; kimin akıllı, kimin deli, kimin veli olduğu da belli değildir!

Fıkra bu ya,

“Tıka basa yüklü bir kamyon yoldaki üst köprünün altından geçememiş. Kamyonun üzerindeki yük köprü yüksekliğini sadece 3-4 santimetre aştığı için şoför aşağı inmiş, ne yapacağını şaşkın şaşkın düşünüyormuş. Kamyonun yükünü boşaltıp yeniden yüklemekten başkaca bir çare de aklına gelmiyormuş. Her tarafını ter basmış sıkıntıdan. Ara sıra ellerini havaya kaldırıp, “of of!” diyerek sıkıntısını dışa vurmaktan da kendisini alamıyormuş.

Köprünün hemen yanı başındaki akıl hastanesinin penceresinden bu tabloyu merakla seyretmekte olan bir hasta merakla seslenmiş şoföre: “Ne oldu? Sorunun ne!”

Sıkıntıdan kıvranmakta olan şoför hastanın bu sorusunu biraz da kızarak umursamaz bir şekilde cevaplandırmış: “Git işine be! İşim zati başımdan aşkın; bir de delilerle uğraşacak vaktim yok benim!”

Hasta şoförün bu tepkisine karşı yine de kendi çözüm yolunu söylemeden edememiş: “Biliyorum, kamyonun yükünü bu sıcakta nasıl boşaltıp yükleyeceğinin derdindesin! Ama merak etme, hiç gerek yok buna! Kamyonun lastiklerindeki havayı boşaltırsan köprünün altından kolayca geçersin. Köprüyü 10-15 metre geçince de kamyonu yolun kenarına park edip, tekrar şişirirsin lastikleri! Yoluna da devam edersin.”

Şoförün bu çözüm yolu aklına yatmış. Yukarıdaki hastanın dediğini aynen yapmış. Köprünün altından geçince kamyonu durdurup lastiklerini tekrar şişirmiş. Yoluna devam etmeden önce hastahanenin penceresinden hala kendisini seyretmekte olan hastaya teşekkür etmeyi ihmal etmemiş: “Sağol, bu sıcakta beni bir dertten kurtardın” demiş. Ama şaşırdım doğrusu! Bir delinin bana yol gösterip derdime çare olacağına dünyada inanmazdım!”

Hasta hemen cevap vermiş: “Ben deliyim; aptal değilim!”

Sonuç olarak baktığımızda üç beş tane aptal dünyayı nasıl yaşanamaz hale getiriyor. Bütün dünya Orta-doğuda olanları dehşet içinde seyrediyor. Akıl ve düşünce sahibi insanlar, ülkelerini ve insanlarını bu durumlara düşürmezler.

Kan emiciler, döktüğü kanda er veya geç boğulurlar!

Ne diyelim;”Allah ülkeleri yönetenlere akıl, fikir ve izan,

Biraz da vicdan versin.”

Allah; bizleri karanlıktan aydınlığa çıkarsın, felaketlerden selamete ulaştırsın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.