Uyuma!…
Başını kaldır etrafına bir bak. Sen hiç meydanda olan olaylardan ibret almaz mısın?…
“Şeytan taşlanıyormuş, sıraya girmişler, herkes eteğindeki, kucağındaki taşları şeytana fırlatıyormuş…
Sıra birine gelmiş, adam her attığında şeytanın bir yerini vuruyormuş, en acımasız…
Şeytan bir ara doğrulup koşup gelmiş:
“Ayıp yahu, kanka değil miyiz?”
Akrabanın akrabaya ettiğini, kanka etmezmiş, akrebin günahına girmişler, akrabanın akrabaya ettiğini akrep etmez diyerek…”
Malumunuz, çok uzun bir süredir İsrail arkasında ki dayıları ile birlikte Araplara Kök söktürüyor.
Araplar da birbirlerini taşlamak la meşguller.
Bundan bir müddet önce, Hamas içindeki Mossad ajanlarını temizledi. Lider kadrosuna İsrail ulaşabiliyor mu?
Bugünlerde, Hizbullah ve İran’ın lider kadrosu hep suikasta uğruyor bunun başkaca izahı yoktur.
Türkiye maalesef örtülü ve maaşlı hainler, işbirlikçiler ile onlara arka çıkan ukala ve hadsiz entelektüeller ile dolu. İçimizde kim olduklarını bilmediğimiz yarın kimin hangi karanlık emellerine hizmet edeceği öngörebildiğimiz; Afganlı, Iraklı, Suriyeli, Ermenistanlı dolu ve Sen akrebin kıskacındasın! Öylece rahat yatıyorsun…
Her ağacın kurdu kendindendir.
Çürümek istemiyorsan,
Kırılıp gitmemek için, bir sürü gibi güdülüp, bir toz gibi üfürülmemek, bir ot gibi sökülüp atılmamak, bir kuş gibi avlanmamak için akreplerini ve kurtlarını temizle…
Başka çaren yok.!
Sonra ilacı olmayan illet, seni yer bitirir…
“var oluşumuza karışamayız ama ondan sonrasının sorumluluğu, kaderi oluşturmanın yükümlülüğü bize aittir”. Bu, çok doğru bir laftır. Bu söze şapka çıkarılır. Beceriksizliğimizin, başarısızlığımızın sorumluluğu bize ait olduğu halde sorumluğu üzerimizden atıp sıvışmanın yoludur kaderi suçlamak.
“Coğrafya kaderdir ” sözü çok kullanılır.
Gerçeklik öyle midir?
Coğrafya tek başına kader değildir. İyi yönetilmeyen bir ülkede sorumluluk krala aittir. Ama eğer o ülke seçime dayalı bir yönetim biçimine sahipse sorumluluk o yönetimde ısrar eden topluma aittir.
Şurası muhakkaktır; ki ülkeleri, toplumları, devletleri taşıyanlar şahıslar ve etrafındakilerdir.
Günümüzde meydana gelen Ortadoğu’daki olayların Mağduru olan insanların kaderi; Yanlış olan, yeterli bilgi ve beceriye,
donanıma sahip olmayan, yeterince çalışmayan, üretmeyen, egosu yüksek veya kendi menfaatlerini yüksekte tutan lider kaynaklıdır.!
Bu liderlerin, yeterince denetlendiği veya topluma verdikleri zararlardan dolayı adilane yargılandığı veya cezalandırıldığı söylenemez.
Bu durum, büyük ölçüde bizde de öyle değil midir?
Hal böyle olunca, şunu rahatlıkla ifade edebiliriz: “Siyaset biraz kumarhaneye benziyor, kazanan hep kasa. Yani en büyük patron. Kaybedeni de kumarı alışkanlık haline getiren oyuncuların temsil ettikleri seçmenler, yani halk. Aslında, biziz kaybeden.!”
Ne alâ memleket …