Siyaset kurumunda görev alan aktörler nedense hep hakikate ihanet ederler, mevcut olayları farklılaştırarak kendi lehlerine kamuoyu oluşturmaya çalışırlar. Onlar için dün dündür bugün de bugündür. Farklı zamanlarda farklı mekanlarda aynı konuda değişik tavır takınabilirler. Kısacası hakikata ihanet ederler.
Hakikate ihanet edenlerin temel bir özelliği var. Yalan üzerine hikmet bina etmeye çalışmak! Elbette beyhude bir çaba bu. Yalan üzerine hikmet bina edilemez. Ne var ki, günümüzde bu beyhude çabayı sergileyen kişiler var. Bu kişilerin değerini tarih elbette kaç kırat olduklarını ölçerek verecektir.
Kıymetleri kendinden menkul olan bu kişilerin bir hikmet arayışları elbette yok! Ancak etraflarında dertleri, siyasal fırsatlar elde etmek isteyen odun kesicisinin hık diyiceleri, şakşakçıları var. Evet, belki söz konusu çabalar, bu uykucu gayret sahiplerinin kısa vadeli siyasal fayda sağlamasına imkân tanıyabilir. Fakat yalan ve manipülasyon üzerinden esaslı bir siyasal kazanım elde edilemez. Bu da hakikatin ta kendisidir.
Hakikate ihanet etmenin sonuçları korkunç bir yıkımdır. Çünkü; izledikleri siyaset bağımsız değildir. Merhum Osman Bölükbaşı’nın konu ile ilgili çok beğendiğim bir sözü var. “Dün söylediklerini bugün övenler, dün övdüklerine bugün sövenler göstermiştir ki köpekler her avcı ile ava çıkarlar.” Siyasette hakikate ihanet bu kadar güzel mi tanımlanır.
Allah’ım sizlere gönül açıklığı, hanenize bolluk, bereket ve sağlık versin.