İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
22 Haziran 2025 Paz

Sarıyer’de sokaktaki canların sesi oldular

featured
service service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hayvan haklarının koruma altına alınması ve yasalaşması için seferber olan hayvan severler Sarıyer Merkez’de “Sokak Hayvanları Sahipsiz Değil Basın Açıklaması’nı” yaptılar. Sarıyer Gönüllüleri’nin düzenlediği programa Sarıyerli hayvan severler de destek oldular.

Sarıyer Merkez’deki Atatürk Anıtı önünde bir araya gelen hayvan severler, sokak hayvanlarının seslerini duyurmak için seferber oldular. Hazırladıkları “Sokak Hayvanları Sahipsiz Değil Basın Açıklaması” ve hayvan haklarına yönelik bildiriyi okuyan hayvan severler sokaktaki canların sesi oldular. Sarıyer Gönüllüleri adına Hayal Yurdaer’in düzenlediği programa Sarıyerli hayvan severler de destek oldular.

“Sokak Hayvanları Sahipsiz Değil Basın Açıklaması’nı” Yağmur Üstündağ Türkeli yaptı. Hayvan severlerce Sarıyer Merkez’de yapılan basın açıklaması şöyle:

Sokak Hayvanları Sahipsiz Değil Basın Açıklaması

“Bugün ne Müslüman ve uygar bir ülkeye, ne de bir hukuk devletine yakışmayacak biçimde söylemlerde bulunan bir kesim; sokak canlarımızın toplatılması ve yok edilmesine yönelik çalışma yürütmektedirler. Bu kişiler devlet büyüklerimizin söylemlerini çarpıtarak insanlık dışı açıklamalarda bulunuyor, her canlının yaşam hakkına saygı duyan, vicdanlı kişileri ötekileştiriyorlar.

Devletin ilgili kurumları ise, sokak hayvanları sorununun GEÇİCİ BAKIMEVİ KURMAYAN, KISIRLAŞTIRMA YAPMAYAN ve KONTROLSUZ ÜRETİMİN ÖNÜNE GEÇMEYEN hayvan sahipleri ve belediyeler olmasına rağmen, farklı söylemlere itibar etmekteler.

Örnek barınak olarak gösterilen Konya Büyükşehir Belediyesi’nde köpeğin kafasına kürekle vurularak zalimce öldürüldüğü görüntüler yurt çapında büyük infiale sebep oldu. Bu barınakla ilgili detayların durumu, ziyaret eden gönüllülerce bizzat tespit edildi ama yeterli yaptırımlar uygulanmadı.
Buna rağmen Hayvanları ORMANLARA kurulacak DEV BARINAKLARA sürgün etme gibi katliam ve üremede artış getirecek vahim yanlışları ilgili kurumlar gündeme getirmeye devam ediyor.

Bazı belediyelerin görev ihmallerinin bedelini, “belediyeler kısırlaştırma yapmadığı için bu dünyaya kendi iradeleri dışında gelen” hayvanlar ödememelidir. Kısırlaştırma görevini yerine getirmeyen, eziyet eden, hayvanları farklı bölgelere atan belediyelere yaptırım uygulanmalı, kontrolsüz üretimin önüne geçilmeli. Konunun çözümü için tüm siyasi partilerin belediyelerine kısırlaştırma seferberliği ve gönüllüler ile beraber koordineli bir şekilde çalışma çağrısında bulunuyoruz.

Sonuna kadar hayvanların yaşam hakları için mücadele edeceğimizi gerek kurumlara, gerekse sokak hayvanlarının toplatılmasının çözüm olacağına inanan kişilere buradan bir kez daha sesleniyoruz.

Belediyelerin üzerine düşen görevi yerine getirmemesi sonucunda geldiğimiz noktada tespit ve çözüm önerilerimizin kamuoyu ve yetkili kurumlarla paylaşmak isteriz.

1) 2004 yılında çıkan 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunundan 19 yıl geçmesine rağmen birçok belediye, ilgili kanunun 6. Maddesinde yer alan “kısırlaştır, aşılat ve yerinde yaşat” hükmüne uymamışlardır. Hatta bazı belediyeler hala KISIRLAŞTIRMA MERKEZİ kurmamakta, HAYVANLARI toplarken bir kısmını öldürmekte kalanları da, KIRSALA atarak ÇOĞALMASINA sebep olmaktadırlar. BAŞKA ŞEHİRLERE OTOYOLLARA ve ÇÖPLÜKLERE atarak yine ÖLÜMLERİNE sebebiyet vermektedirler.

2) Bu dönemde Konya, Balıkesir, Denizli, Samsun, Trabzon, İstanbul, İzmir, Aydın, Gaziantep, Erzincan, Kocaeli, Mersin ve Beykoz gibi bölgelerde yapılmış olan BÜYÜK HAPİSHANELERDE bilinçsiz ve eğitimsiz personeller sebebi ile yaşanan vahşet defalarca görsel basında yer almıştır. Görünürde büyük olan hapishanede, birçok hayvan küçücük tel kafesler içerisinde aç, susuz, dışkıları üzerinde ölüme terk edilmektedir.

3) DSÖ’nün verilerine göre düzenli kısırlaştırma ile her yıl sokak hayvanları sayısında %30 oranında azalma olacağı bilinmektedir. Bu bilgi ışığında hem katlanılacak maliyet hem de süre göz önünde bulundurulduğunda en kolay çözüm olan KISIRLAŞTIRMA ile 2 yılda sokak hayvanlarının üremesi kontrol altına alınabilecekken, Tarım Bakanlığı ve bazı siyasiler ORMANLARA DEV BARINAKLARLA amaca hizmet etmeyen, süresi ve maliyeti çok daha yüksek projelerle vakit harcamaktadırlar.

Bu tespitler ve çözüm yolları çerçevesinde, tüm siyasi parti ve yetkililerinin taşın altına elini koyacağına inanıyoruz. BİZ KADİM KÜLTÜRÜ MERHAMET OLAN ANADOLU İNSANLARI bir hukuk devleti olan Türkiye’de, bu HAYVANLARA KATLİAMLAR, ZULÜMLER, ÖLÜMLER getirecek hiçbir UYGULAMAYA İZİN VERMEYECEĞİZ.”

Basın açıklamasının okunmasının ardından Yaşam Hakları konuşma metnini okuyan Yaşam Hakkı Savunucusu Bilge Zorlu ise şu ifadelere yer verdi;

“SARIYERLİ HAYVANSEVER VE AKTİVİST GÖNÜLLÜ BEN BİLGE ZORLU, BASIN AÇIKLAMAMIZ SONRASINDA YILLARIN DENEYİMİ İLE SAHADAKİ TÜM HAYVANSEVER DOSTLARIM ADINA BİRKAÇ NOKTAYA VURGU YAPMAK İSTİYORUM. KISIRLAŞTIRMA NEDEN ÖNEMLİ: Kedi ve köpeklerde annelik ömür boyu süren bir durum değildir, en fazla 5 ay yavrusu ile ilgilenen anne zamanla onu bırakır ve hatta bir süre sonra onunla çiftleşebilir. Kısırlaştırma karşıtlarının en büyük koz cümlesi olan ‘DOĞAYA MÜDEHALE OLARAK GÖRÜYORUM’ çok büyük bir yanılgıdır. Zira onlar doğada yaşamıyor. Onlar yapay seleksiyon maduru doğadaki formlarından uzaklaşmış, barınaklarda, ormanlarda ve her türlü ait olmadıkları yaşam şartlarında layık olmadıkları kötü muamele, açlık, hastalık gibi zorluklara maruz kalan canlılardır. Kısırlaştırarak nüfus kontrolü sağlayabileceğimiz gibi, aşılama ile daha sağlıklı şartlar sunma ve tolumsal eğitim ile insani davranış , ,bilgi desteği sağlayarak yaşamlarını kontrol altında ve bizlerle huzur içinde sürdürmeleri gayet mümkündür.

Kedimin, köpeğimin yavrusunu görmek istiyorum demek yerine sokaklardan belediye bakım merkezi ya da barınaklardan sahiplenmek çok daha insani ve hayırlı bir davranIş olacaktır. Onlar insan değiller ve lütfen onların hayvan olarak yaşamlarına insani değer yüklemeden saygı duyalım. Hayvanınızı değil hayvanları sevip koruyalım. Kısaca kısırlaştırma, ömürlerini uzatacak, popülasyonu dengeleyecek, bakım ve ilgi ve insani davranış biçimi olarak ise daha mutlu bir insan hayvan yaşam dengesi sağlayacaktır.

Doğursun ya da doğurmasın sık sık yaşanan kızgınlık dönemleri kedi ve köpekleri pek çok kanser riskine yaklaştırmaktadır. Kısırlaştırma pahalı diyorsanız hastalandıklarında karşılaşacağınızı tedavi masraflarını düşünmenizi tavsiye ederiz.

Yaşamını yitirdiğinde canımızdan bir parça giden ve onların sınırsız sadakat ve sevgilerine maruz kalmış insanlar olarak üremelerinden çok bir başka hayvana daha kucağımızı açmamız çok daha sevaptır.

En önemli detaylardan biride kısırlaştırılan hayvanlar sakinleşir. Hormon salgısına bağlı evden kaçma ya da sokakta çifleşme ihtimalleri azalır. Hastalık kapma ve beslenmeden kaynaklı sistematik hastalıkları minimalize olur.

Sokakta hayvan olmaz, saldırganlar çocuklarımız tehlikede, korkuyorum gibi söylemler inanın tamamen yanlıştır. Hayvanların vücüt dilini öğrenmek ve nasıl davranacağımızı bilmek ve yine kilit nokta kısırlaşma ile agrasyonu önlemek bu sorunu da çözecektir. Biz gönüllüler sahada sayısız hasta, yaşlı, tekedilmiş, eziyet görmüş ve hatta üzgünüz ki tecavüze uğramış hayvan kurtarır iken birlikte yaşadığımız insanları da dinliyoruz ve diyoruz ki sahada ki hayvansever, veteriner ya da eğitmenler ile yardımcı olmaya ve okullarda çocuklara, gençlere, ailelere eğitim vermek için hazırız. Çok elzem ve önemli bir noktada hayvana kötü muamele, şiddet, katliam için indirimsiz ceza ve terk etmeye yaptırım gelmesini talep ediyoruz.

Bir süredir KUDUZ vakası arttı gibi asla istatiksel olmayan söylemler dolanıyor ülkemizde, bu oranda kuduz vakası bulunmadığı gibi kırsalda belediye hizmeti almayan, alamayan hayvan bakan ancak veteriner hizmeti bilmeyen ya da dağlara ıssız alanlara kontrolsüzce atılıp üreme kontrolü sağlanmamış durumlardan bahsedilirse şayet yine ne diyoruz KISIRLAŞTIRMA VE AŞILAMA önemli.

KISIRLAŞTIR, YAŞAT, SAHİPLEN, TOPLUMA EĞİTİM VEREREK BİRLİKTE YAŞAMAYI ÖĞREN İLKESİ İLE biz sahada ki dostlarınız sizden bir farkımız yok gelin birlikte onları koruyalım yaşatalım öğretelim diyoruz.

SÖZLERİMİ TAMAMLARKEN, HERŞEYİ BİR NEFESTEN ALIR: HAYVANLAR, İNSANLAR, AĞAÇLAR. HİÇBİR HAYVAN KENDİ TÜRÜNE İŞKENCE YAPMAZ.

BİZLERİN HAYVANLARA KENDİMİZİ ADAMIŞ OLMAMIZIN NEDENİ HALİ HAZIRDA ONLARA ZARAR VERMEYE KENDİNİ ADAMIŞ BU KADAR ÇOK İNSAN OLMASI. VE UNUTMAYALIM ‘ İNSAN RUHUNUN BİR PARÇASI HAYVAN SEVGİSİNİ TADANA KADAR UYANMAZ’

NİTELİKLİ BİR İNSAN OLMAK VE ÜLKEMİZ COĞRAFYASINA, KÜLTÜRÜNE, MERHAMETİNE, YAKIŞIR ADIMLAR ATILMASI ADINA, HAYVAN HAKLARI KORUMA KANUNU 5199’UN 6. MADDESİNİN KORUNMASINI TALEP EDİYORUZ.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.