Ayhan Çevik

Biz ne yapıyoruz

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünyada özel harp psikolojisini en iyi uygulayan ülke İsrail’dir. 1948’de meydana gelen çatışmaları Yahudi-Müslüman savaşı olarak nitelendirmişti.

1967 yılında ki 6 gün savaşlarının adı ise, Arap-İsrail savaşıydı. Daha sonraki yıllarda savaşın adı, İsrail-Filistin savaşı oldu. Günümüzdeki savaşın adını İsrail-Hamas savaşı olarak nitelendiriyor ve adı her ne olursa olsun giderek yalnızlaştırdığı bu topraklardan sistemli bir şekilde devamlı bir parça koparıyor. Bunun yanında, senaryosunu kendisinin yazarak sahnelediği oyunun ana temasında meşru müdafaa hakkını kullandığını işlemeye çalışıyor.

Dünyada sınırları belli olmayan, 1948 den itibaren BM kararlarına göre de işgalciliği tescillenmiş İsrail’in bu topraklarda meşru müdafaa hakkını aramak ne derece hakkaniyet duygusunu taşır batının bunu vicdanında tartması gerekir! Evet, bir türlü durdurulmayan ve çürümüş, köhnemiş dünyaya kafa tutan, dinlemeyen İsrail…

“Bir akıl hastanesinde hazırladığı programı tamamlayan bir TV’ci, desteklerinden dolayı teşekkürlerini sunmak üzere başhekimin makamına gider. Biraz hoşbeşten sonra başhekime merakla sorar: “Bir hasta adayını hastanenize yatırıp yatırmayacağınıza nasıl karar veriyorsunuz?”

Başhekim bu konuda uyguladıkları yöntemi şöyle açıklar: “Hastayı banyo odasına götürüyoruz ve küveti su ile dolduruyoruz. Sonra da hastaya bir kova, bir tas ve bir de kahve fincanı verip küvetteki suyu boşaltmasını istiyoruz.”

Başhekim sözünü tamamlamadan hemen heyecanla atılmış TV’ci: Ama ne kadar da pratik bir yol bulmuşsunuz. Tabii kova dururken küveti tas veya kahve fincanı ile boşaltmaya kalkan adayı hemen hastaneye yatırmaya karar veriyorsunuz!”

Arkasından da bilgiç bilgiç eklemiş esprisini: “Tabii, şayet küveti kave fincanı ile boşaltmaya kalkarsa doğru zırdeliler koğuşuna yatırıyorsunuzdur!”

Başhekim, “hayır, hayır” diyerek sakin bir şekilde açıklamış uyguladıkları yöntemi: “Şayet suyu küvetin tıpasını çekip boşaltamıyorsa, kendisini hastanemizde misafir ediyoruz!”

Sonuç: Unutmayınız! Çözüm sadece size sunulan alternatiflerde değildir. İsrail’e karşı alınacak palyatif tedbirlerle Arz-ı Mev’ud fikrini yaşattığı müddetçe sonuç alamazsınız!

Küvetin tıpası tamamen çekilmedikten sonra tehlike bitmeyecektir!

İsrail 1967 sınırlarına çekilmesine zorlanmalıdır. Aksi taktirde bölgede huzur olmayacağı aşikârdır.”Toprak talebi hiç bitmeyecektir.”

Şöyle etrafımızdaki devletlere baktığımızda,

Yunanlılılar: Megali idea,

Yahudiler: Arz-ı Mev’ud, Ermeniler ise büyük Ermenistan ideolojisiyle hareket ediyorlar.

Burada sorulması gereken soru ise, biz ne yapıyoruz?

Hemen aklıma ilk gelenleri sıralayayım.

Dağların göğsüne nakış olarak işlenmiş ay- yıldızları söktük. Ne mutlu Türk’üm diyene biten andımızı kaldırdık. Bazı dairelerden T.C. ibarelerini söktük ve daha yüzlercesi…

Devlet ve millet olarak sağ olun, tehlikelerden selamet bulun duasından başka fert olarak fazlada bir şey yapamamamın sıkıntısıyla yazdıklarımın hoşgörü ile karşılanması dileklerimle…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.