Söylediği eserleri farklı tarzıyla yorumlayan sanatçı Çilem Duman usta müzik insanı Murat Göğebakan’ın gönüllere taht kuran ”Kör Bıçak” eserini yeniden yorumladı. Sanatçı, söz müziği Murat Göğebakan’a ait eseri pop soundlarda genç kitleler ile buluştururken Murat Göğebakan hayranlarının sevgisini kazanmayı hedefliyor.
Yorumuyla yeniden hayat verdiği şarkı için yola çıkışını ve dinleyicilere ulaşıncaya kadar geçirdiği yolculuğu Çilem Duman’dan dinledim…
Nasılsınız? Hayat nasıl gidiyor?
Yazın sıcağında böyle hoş sohbetlerimizi yapmak ve projelerimizi konuşmak gerçekten çok güzel… Sarıyer Gazetesi ailesiyle ve seninle bir arada olmaktan çok mutluyum. Hayat müzikle dolu dolu gidiyor diyebilirim.
Şu sıralar sizi “Kör Bıçak” şarkısıyla dinliyoruz. Dinleyicisi bol olsun, bu şarkının yolculuğuna nasıl çıktınız?
Her şarkının kendi içine bir dinamizmi var. Kör Bıçak şarkısı, mekanı cennet olsun değerli üstat Murat Göğebakan’ın sevilen bir eseridir. Oğlu Bülent Göğebakan ile müzik çalışmaları için bir araya geldik. Kendisi, içindeki müzik sevgisini babasından gördükleriyle yaşatan bir isimdir. Birlikte şan çalışmalarına başladık ve o süreçte “Abla babamın bu şarkısı da çok güzeldir” dedi. O sıralar Murat Göğebakan’ın hayatını anlatan filmi de yapılmıştı. Filmi izlerken o şarkıyı dinledim. Şarkının sözünde bir yer var; “Sen sen ol Allah’ından bir başkasına yanma” diyor. Ben manevi duyguları yüksek olan bir insanım ve şarkının sözleri beni gerçekten çok etkiledi, hatta Murat Göğebakan’ın yorumundan sürekli dinlemeye başladım. Her dinlediğimde duygularım daha da yükseldi. Çünkü yaşanmışları anlatan, sözü müziği de Murat Göğebakan imzası taşıyan bir eser… Kör Bıçak şarkısını yorumlamak arzusu oldu. Değerli Murat Göğebakan’ın oğlu, güzel kardeşim Bülent Göğebakan’a bu şarkıyı yorumlayarak genç kitlelere tanıtmak istediğimi söyledim. İşte bu yolculuk o anda başladı! Kör Bıçak, 21 Haziran’da dinleyicilerle buluştu. Çok güzel geri dönüşler aldım. Bunun güzel bir devamı da inşallah gelecek…
Söylediğiniz eserlere farklı tarzınızla yorumluyorsunuz. Bunu yetenekten öte sizce neye borçlusunuz?
Hissediyorum! Ben duygularıyla yaşayan bir sanatçıyım. Duygularım ve yaşanmışlıklar hayatımda her zaman ön plandadır. Herkes şarkı söyleyebilir ama şarkı yorumlamak başka bir şeydir! O kelimelerin anlamını anlatabilmek ve dinleyiciye geçirebilmenin peşindeyim… Ben hep duygularımla yaşıyorum. Yani şarkıyı söylerken, şarkıyla ilgili röportaj yaparken bile ağlayabilirim. Duygusal bir şarkının hikayesinin etkisini o kadar çok özümseyerek söyleyen bir müzisyen, yorumcu ve sanatçıyım ki bu kadar süreçten sonra birçok tarzı birbiriyle karşılaştırarak da yorumlayabiliyorum. Mesela ben opera sanatçısıyım ama Halk Müziği enstrümanlarının yer aldığı eserler yorumluyorum. Son zamanlarda birkaç projemde opera vokalleri koymaya başladım.
Murat Göğebakan’ın gönüllere taht kuran “Kör Bıçak” eserini yeniden yorumlayarak yepyeni bir soluk getirdiniz. Peki, bir sanatçının eserini yeniden yorumlamanın zorlukları neler?
Ben daha önce Bergen’in yorumladığı “Yıllar Affetmez” şarkısını okudum. Mesela o şarkıyı Cengiz Kurtoğlu da yorumladı ve onunla aynı sahnede söyledik. “Ben” diyerek çıkmayıp, sevgi ve saygıyla yola çıktığım için aslında bir anlamda da onları yaşatmış oluyoruz. Şarkıları genç kitlelere tekrar dinletmiş oluyoruz. Kaset ya da CD dönemi rafa kalktı ve gençler dijital platformlardan dinliyorlar. Yeni kitlelere tanıtacağımız için tabi ki bir misyon üstleniyorsunuz. Sözü ve müziği kendisine ait olan bir Murat Göğebakan şarkısını yorumlamanın müthiş bir şansını yaşıyorum. Ben Murat Göğebakan gibi söylerim diye hiç düşünmedim. Sadece farklı bir yorumla farklı bir tarzda yorumlarken içinde geçen şiirler yerine opera vokallerle renklendirmeye çalıştım. Asla onlar gibi değil onların emanetine sahip çıkmak amacıyla tekrar yorumladım. Göğebakan ailesinin desteğini almak ve çok güzel geri dönüşler almak beni çok mutlu etti. Müzik camiasında gerçekten çok emek ve mücadele veriliyor. Yeteneğin de olsa en iyiyi sen de yapsan önüne yokuş koyan çok insan oluyor. Kör Bıçak şarkısını iyi ki yorumladım ve sesimden dinleyiciyle buluşturdum.
Peki, buna göre sizce hiç okunmamış bir esere hayat vermek daha mı kolay oluyor?
Hiç kimsenin duymadığı o şarkıyı ilk kez senin sesinden duyularak kitlelere tanıtılacak olması tabi daha farklı bir çalışma gerektiriyor. Bir fark yaratmanız ve insanlara tanıtmanız gerekiyor. Günümüzde bu süreçte basındaki haberler ve sosyal medya paylaşımları en etkili mecralar. Ben hem yeni şarkılar okumayı hem de üstatların şarkılarını yeniden yorumlamayı seviyorum. Hepsine emek veriyorum ve tüm enerjimi vererek okuyorum diyebilirim.
Müzik yaşamınızdaki başarınızı neye borçlusunuz?
Müzik delisiyim! Evet, bunu söylüyorum bana göre müzik delisi ne demek… Hayatında müzik olmazsa delirecek insan demek! Yani hayatımı müziksiz düşünemiyorum ve kendimi müziğe adamış bir insanım. Başarının sırrı ise işimi her zaman ön planda tutuyor olmamdır. Projelerimde bana inanıp benimle yol yürüyenlerle bir aradayım. Eserin aranjörlüğünü Eren Koçin üstlendi. Klip ünlü yönetmen Ali Eşitmez imzası taşıdı. Şarkının mixini genç başarılı müzisyen Caner Hepvarlık yaparken, eserin maestering imzası usta müzisyen Emre Kral üstlendi. Başarının sırrı da zaten buradan geliyor. Yola çıktıklarımı yolda bulduklarıma değişmiyorum. Çok vefalıyım.
Sarıyer Gazetesi okurlarına bir mesajınız var mı?
Sarıyer, denizin, doğallığın ve güzel insanların olduğu bir yer. Çok değerli sanatçı dostlarımız da var. Sarıyer Gazetesi bence gerçekten kaliteye imza atmış, istikrarlı bir gazete ve başarılı bir ekibe sahip. Sarıyer’i en iyi anlatan mihenk taşı bir basın kanalı. Sarıyer’i tanıttığı kadar İstanbul’a da hitap ediyor. Dijitalde de çok değerli bir kitleye sahipsiniz. Tüm okurlarınıza selamlarımı iletiyorum.