Şahsenem: “Unutulmayan bir sanatçı olmak benim gururum”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“O Bu Gece Gelecek”, “Gözyaşlarım Anlatır” ve “Yüreğim Meskendir Aşka” şarkılarıyla gönüllerimize taht kuran, 90’ların unutulmaz sesi Şahsenem, 9 yıl aradan sonra sevenleriyle yeniden buluşmaya hazırlanıyor. Türkiye’deki ilk albümü “Seyyah” ile güçlü bir çıkış yakalayan Özbek kızı Şahsenem; “Türkiye’de sevilmemin ve başarılı olmamın sebebi özümüzden biri olarak müzik yapmamdır. Unutulmamak, her daim sevilen bir sanatçı olmak benim gururum, sevenlerimin karşısına muhteşem eserlerle 2021 model Şahsenem olarak tekrar dönüyorum” diye konuştu.

Şahsenem’i hiç unutmadık… Ama o kendisini bize nasıl anlatır?

9 çocuklu bir ailenin 8. çocuğu olarak dünyaya geldim, annem öğretmen, babam marangozdu. Özbekistan’da da çok meşhur bir devlet sanatçısı ve sinema oyuncusuydum. Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. Üniversitede eğitim de verdim.1992 yılında sevdalısı olduğum ülke; Türkiye’ye geldim. 1996 yılında “Seyyah” albümünü çıkardım. 97-98 yılları benim çıkış yıllarımdı ve “O Bu Gece Gelecek” şarkım dillere destan oldu… Şarkılarımla, kostümlerimle, kliplerimle Türkiye’de çok sevildim. Müzik dünyasındaki tarzım, duruşum ve sesim çok farklıydı. Orta Asya’nın çok ünlü bestecilerinin eserlerini seslendirdim. Orta Asya Türk Cumhuriyet’lerinin örf, adet ve kültürünü Türkiye’ye tanıtan ve başarılı da olan bir müzik elçisiyim. “Orta Asya Kraliçesi” ismini de bana sevenlerim vermişti.

Peki, böyle bir başarı bekliyor muydunuz? Bunu neye borçlusunuz?

Özbekistan’da sanatımın zirvesindeyken Türkiye’de müzik yapmak istediğim için gelmiştim. Çok aşıktım Türk insanına, Türk kültürüne ve bir gün Türkiye’de albüm yapmanın hayalini çok kurmuştum. Türkçe’yi iyi öğrenip şarkılarımı güzel bir dille söyleyebilmek için de Türkiye’ye geldikten sonra 4 yıl boyunca müzik yapmadım. İnsanları ve yaşam şeklini öğrenebilmek için alın terimle çalıştım. Evet, 4 sene şarkı söylemeden yaşadım ve benim için zorlu bir okuldu ama zorda vardır güzellik. Türkiye’de sevilmemin ve başarılı olmamın sebebi özümüzden biri olarak müzik yapmamdır. Başarıyla yürütmem de tabi ki azimle çalışmamdan ötürü diyebilirim. Sabırlı ve azimli olup çalışırsak başaramayacağımız hiçbir şey yoktur. Yeter ki çalışmaktan kaçınmayalım. Türk halkının sevgisi ve sanatımla ben bu noktalara geldim. Albümlerim tuttu, sevildi ve tüm dünyada milyonlarca sevenlerim oldu. Bunu ben her şeyden önce Allah’ımın bana nasip ettiği yeteneğime ve bana yazdığı bu güzel kadere borçluyum. Ben iki ülkede de rüştünü kanıtlamış bir sanatçıyım. Artık bundan sonraki hedefim dünya müziği yapmak ve tüm dünyada konserler vermek.

Şahsenem için sanat nedir? Nasıl tanımlarsınız sanatçı olmayı?

İnsanları mutlu eden müziktir, sanattır ve sanatçıdır. Sanatçı olmak çok zordur. Ancak Allah vergisi bir yetenekle olur. Benim, sanat yapan herkese sevgim ve saygım var. Sanata aşık olanın yanındayım. Sanat olmadan hiçbir şey olmaz. Sanat ve sanatçıya değer verilmelidir.

Sanat yaşamınızdaki başarılı öykünüz kadar bir anne olarak da çok özverili bir yönünüz var. Müzik yaşamınızda ara verdiğiniz 9 yılı nasıl anlatırsınız?

Ben her şeyden önce bir anneyim. Geleceğe hayırlı bir evlat hazırlamak çok önemlidir. 2007 yılında dünya çapında tanınmış ressam Armin Han’la evlendim. Eşimin eski evliliğinden 7 yaşındaki oğlu vardı.Eşim ve oğlum Allah’ın bana hediyesidir. Anıl’ı öz evladımdan öte büyüttüm. O nedenle 9 sene sevenlerimden uzak kaldım. Geleceğe çok hayırlı bir evlat yetiştirdim. Anıl büyüdü, oyunculuk yapıyor ve üniversiteye gidiyor.“Anne ben artık büyüdüm, arkadaşlarım seni soruyor. Sahnelere dönmelisin” diyor. Topluma örnek olmamız bizi çok mutlu ediyor. Ben sevenlerimize de çok teşekkür ediyorum.

Evinizde kuşlarla birlikte yaşıyorsunuz. Şu anda sizinle röportaj yaparken kuş cıvıltılarıyla dolu bir bahçede gibiyiz ne güzel…

Evet, 70 tane kuşum var. Bir anda çoğaldılar. (gülüyor) Hiçbiri kafeste değil, evin içinde özgürce uçuyorlar. Onların hepsi de benim çocuklarım. Kaplumbağalarım, balıklarım ve sokakta beslediklerimi de sayarsak çok sayıda kedi, köpek, martı, güvercin, serçe de var diyebilirim. Yemeklerini her gün sokağa koyarım. Ben bir hayvan severim. Allah’ın yarattığı bu canlıları yaşatmamız gerekiyor.

Pandemi sürecinde neler yapıyorsunuz? Günleriniz nasıl geçiyor?

Sabırla, iple çekiyoruz! İnşallah Covid’ten kurtuluruz ve tüm dünya sağlığına kavuşur. İnşallah insanlar yeniden özgür ve mutlu olurlar. Ben evimde çok mutluyum, ihtiyacım olduğu zaman çıkıyorum. Pandemi sürecinde sağlığımız için işimiz olmadıkça dışarı çıkmayacağız. Halk da sevenlerimiz de müziği ve konserleri çok özlediler. Pandemi kısıtlaması bittikten sonra inşallah büyük bir müzik patlaması olacak. Çünkü insanlar mutluluğa ve dolayısıyla konserlere susadılar. Televizyonlar da eskisi gibi daha çok müzik-eğlence programı yapsalar ne güzel olur… Çünkü insanlar özledikleri sanatçıları görmek ve duymak istiyor.

Yakın zamanda hedeflediğiniz projeleriniz arasında neler var?

9 yıl boyunca biriktirdiklerimle ve peş peşe çok büyük projelerimle geliyorum. Şahsenem yine eski Şahsenem… Ama yeni albümü anlatmayayım ki sürpriz olsun. Güzel parçalara klipler çekilecek. Türkiye’deki yeni albümümün yanı sıra Özbekistan’da da şarkılarımı Özbekçe okuyacağım bir albüm çıkacak. Özbekistan’daki sevenlerime bunun müjdesini de vermiş olayım. Dopdolu bir TV programım da olacak. Öte yandan yakın bir zamanda da Şahsenem takıları Türkiye’de satışa sunulacak. “Şahsenem’den Orta Asya Kültürü ve Yemekleri” kitabımın ikincisini de yazmaya hazırlanıyorum. Bu arada ben pandemi sürecinde çok kilo aldım. Doğal yollarla gençleşecek ve zayıflayacağım. Nişantaşı Leyla İnanır Dr Baumann Das İnstitut Güzellik Merkezi’yle güzellik kampına girdim.Yeniden forma giriyorum ve bu yenilenme sürecimi sosyal medya hesaplarımdan da paylaşıyorum. Unutulmamak her daim sevilen bir sanatçı olmak benim gururum, sevenlerimin karşısına muhteşem eserlerle 2021 model Şahsenem olarak tekrar dönüyorum.

Peki, hobileriniz desem?

Şarkı söylemek, ailemle ilgilenmek, yazmak, yürüyüş yapmak, hayvanlarla vakit geçirmek, resim yapmak… Ressam eşim Armin Han resim konusunda beni oldukça yetiştirdi. Kısacası beni mutlu eden şeyleri yapmayı seviyorum. Evimde çok mutluyum, evde yapacağım çok iş var…

Sarıyer deyince aklınıza neler geliyor?

Sarıyer’de yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Sarıyer İstanbul’un bambaşka güzellikteki yerlerinden biridir. Oraya gelince börek yemeden dönmem. Deniz kenarında martıları, kuşları ve denizi izlemeyi çok severim… Sahildeki evlere bayılıyorum. Sarıyerliler çok şanslılar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.