Ayhan Çevik yazdı: “Dost meclisi”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Merhaba çok değerli sarıyer okuyucuları; sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşarken dilimin döndüğünce sizlerle güncel konularımızı paylaşmaya çalışacağım,

Malum bir ülkede siyaset çok konuluşuyorsa orada sıkıntılarda büyüktür.

Türkiye’de en büyük sıkıntı demokrasinin seyrelmesidir.

Ülkedeki siyasilerin demokrasiyi yorumlamaları ve uygulamaları kendi hakimiyet alanlarını genişletme adına oldukça zekicedir.

Bu konuda oldukça mahir olup, şeytana dahi pabucu ters giydirmektedirler.

Soğuk savaş yıllarında siyaset ABD ve RUS liderlerin üzerinden mizahi bir tarzda yapılırdı.

Mizah bu ya:

“Brejnev, Başkan Nixon’ı ziyaret eder. Nixon masasındaki kırmızı telefonla şeytanı arar ve 10 dakika konuşur.
Yardımcısı “Bu konuşma 1500 dolar tuttu” der.
Brejnev, Moskova’ya döner ve yardımcısına;

– Bana şeytanı ara, Amerikalılar konuşabiliyorsa, ben de konuşurum, der. Şeytanla 10 dakika konuşup kapattıktan sonra yardımcısına sorar:
– Bu konuşma ne kadara patladı bize?
Yardımcı cevap verir:
– 10 ruble efendim!

Brejnev şaşırır:
– Niye bizimki o kadar ucuz?
Yardımcı:
– Çünkü Amerikalılarınki milletlerarası tarife, bizimki şehir içi”

Bizimkilerin konuşmaları şehirler arası konuşma gibi ucuz ve zorlayıcı…

Şeytanla konuşarak iş tutanlar şunu unutmasınlar:
“Cennetin kapısını kırarak giremezsiniz.”
Cennet, cennet dedikleri o kadarda ucuz değil. Maalesef cennet gibi bir ülkede, ülkenin insanları cenneti yaşayamıyorsa sebebi demokrasinin gittikçe geriye ket vurmasıdır.

Dün kurulan dost meclisinde misafir idik.
Dost meclisinde konuştuk,dost olmayı ve kalmayı becerenler adına…

Dost meclisinde yarenlikten başka ne olaki? Bizim meclisimiz de yaptığımız yaren sohbetinde kadın olmaz,mey olmaz ,işret olmaz.!
Bizi tanıyanlar derdimizin ne olduğunu bilselerde, derdi
mize ne tabip nede merhem olamazlar.

Fuzuli kasidesinde:

“Derdime vâkıf değil cânân beni handân bilir Hakkı vardır şâd olanlar herkesi şâdân bilir” Demiş.

Bizim meclisimiz de şairin seslendirdiği gibi:

“kimi vardır bakar da görmez
kimi vardır görür de hissetmez
kimi acar gönlünü uçsuz bucaksız
onlara hiç bir fesat kurşun işlemez

Burası başka meclistir dostlar
alem-i aşk gelir, gönüllere dolar
benlik gider, tek olan başlar
sorular biter, gam görünmez.”

Alvarlı Muhammed Lütfî’ nin ifadesi ile;

“Cevâhir kadrini cevherfürûşân olmayan bilmez Perîşânım bugün cânâ perîşân olmayan bilmez.”

Ahmed Paşa ise;

“Sor dil-i miskînimün derdin perîşân zülfıne

Hâlini bilmez perîşânun perîşân olmayan”

Sâbit’te şöyle buyurmuş:

“Hâl-i mecrûhu ne bilsin düşmeyenler damdan.”

Bizimkisi memleket meselesi,koca bir elli ,altmış yıln sisli hatıraları ve sisin aralanması hususu idi…

Neyse ,biz gine
Fûzulî nin kasidesi ile sonlandıralım .

“Derdime vâkıf değil, cânân beni handân bilir Hakkı vardır şâd olanlar herkesi şâdân bilir Söylesem tekiri yok sussam gönül râzı değil Çektiğim âlâmı bir ben bir de Allah’ım bilir.”

Dostun sesi yurt bize,
Dostun sesi yâr bize,
Dostun hali nâr bize…

Biz, Allah’ın gününde hasret nârını dostun sesiyle söndürdük.!

ayhan.cevik@hotmail.com

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.