Mustafa Yazıcı: “İYİ Parti Türkiye’de dengedir”

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanı Mustafa Yazıcı, Sarıyer Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanlığı Binası’nda gerçekleşen röportajda gündem yaratacak çok önemli açıklamalarda bulunan Yazıcı; “Yoksulluğu ve yokluğu çözme niyetiyle gelen AK Parti iktidarı, 20 yılın sonunda 22 milyon yoksul bıraktı! Üretebilen Türkiye’yi mutlaka tekrar kurmak zorundayız. İYİ Parti Türkiye’de bir denge partisidir! Artık herkes İYİ Parti’nin politikalarını görmek istiyor. İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanı olarak etki alanım Sarıyer’dir ve Sarıyer’de yaşanılabilir bir ortam oluşturmaktır. Eğer bunu sağlayabilirsem de kendimi başarılı göreceğim” dedi.

İYİ Parti’nin Sarıyer’de çalışmaları nasıl gidiyor?

İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanlığı’nın son olarak gerçekleştirdiği çalışmadan başlarsak oldukça “iyi” gidiyoruz. Üç hafta evvel Karadeniz Vakfı’nda düzenlediğimiz kahvaltılı bir buluşmada İstanbul 2. Bölge muhtarları ve Sivil Toplum Kuruluşları ile bir araya geldik. Yaklaşık 730 kişinin katıldığı programımıza, İstanbul’da farklı görüşlerden olan muhtar ve muhtar temsilcilerini buluşturduk. Muhtar temsilcileri bir araya gelip sorunlarını dile getirebilme ortamını oluşturduk. Çok güzel bir katılım vardı. İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu’nun bana program bitiminde söylediği şey şuydu; “İstanbul’da son bir yılda yapılan en iyi  etkinliklerden biri oldu.”, STK’lardan da güzel geri dönüşler aldım. Birçok STK ilçemizi ziyaret ederek fikir ve önerileri konusunda istişarelerde bulunduk. İlçemizde faaliyet gösteren birçok STK ya da  ziyaretlerde  bulunduk ve saha çalışmalarına devam ediyoruz. İYİ Parti İstanbul  İl başkanlığının yüzbin üye hedefi var, bu hedefte Sarıyer ilçe teşkilatı olarak ise bizim hedefimiz ikibinbeşyüz  üyeye ulaşmaktır.

Evet, bir sonraki sorum da üye konusunda olacak. Sarıyer’de hedeflediğiniz üye sayısına ulaştınız mı?

Sarıyer’i biz  üye sayısı olarak  çok düşük şartlarda aldık ve üyelerimizi’ de nitelikli seçmeye çalışıyoruz. İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanı olarak şöyle bir taahhütte bulundum. Biz yaklaşık 1 buçuk yılda 1800 üyeye ulaştık ama hedefimiz 2500 üyedir. Sarıyer’de semt pazarlarında çadır kuruyoruz, hem parti politikasını anlatıyor hem de üye kaydı yapıyoruz. İl başkanlığından dönüşümlü olarak alabildiğimiz bir karavan da var, dönem dönem Sarıyer’de oluyor, olmayınca da çadır kuruyoruz. Mesela havaların soğuk olmasına rağmen her zaman kalabalık olan Emirgan sahilinde hafta sonu çadır kurduk. Aynı zamanda İstinye pazarında da vardı, üye yapmaktan ziyade  önemli olan orada insanlarla buluşabilmektir. Ben o noktalarda en çok kim ne söylüyor ve kim nasıl tavır sergiliyor ona dikkat ederim. Çünkü orada söylenen sözler çok önemlidir. Yanımızdan geçen vatandaşlardan el sallayan, gülümseyen, alkışlayan ya da tepki veren de oluyor. Ben tepkiyi de pozitif yorumluyorum. AK Parti’lidir, bizi övmesini beklemiyoruz ama İYİ Parti’yi kabullenmesi bizim için çok önemlidir. Bir buçuk sene evveline kadar parti temsilcilerimiz ulusal basında ekrana çok seyrek çıkıyordu. Ama şimdi öyle değil, hatta tam tersine şimdi ise İYİ Parti temsilcileri seçici olmaya başladı. Gerekçe de şudur; biz bir denge olduk. İYİ Parti Türkiye’de bir denge, bir merkez  partisidir! Artık merkeze oturabilecek bir noktaya geldi ve herkes İYİ Parti’nin politikalarını görmek istiyor. Türkiye’de sanki sadece AK Parti propagandası yapılmak zorunda gibi bir baskı var! Biz böyle bir şeyi kabul etmiyoruz… Test edilmiş ve becerilememiş bir siyasetle bundan sonra ne yapacaklar. Biz bugün yoksulluk yaşıyoruz! Ülkemizin yarını ile ilgili endişe duyuyoruz, bundan daha büyük bir sıkıntı olabilir mi? Ben 60’lı, 70’li ve 80’li yılları da yaşadım ama böyle bir anlayışla böyle bir yönetim tarzı hiç görmedim! 2000’li yıllarda milli gelire bakıyoruz, konuşmalara bakılırsa 4 katı büyüdüğümüz ifade ediliyor ama bunun neresi 4 katı? Ben şu anda 2000’li yılların yaşam standardını göremiyorum… İlçe başkanlığımın yanı sıra aynı zamanda bir iş adamıyım tasarruflu araç kullanmaya yönelmiş durumdayım. Bu geldiğimiz durumu gösteriyor. Türkiye’de sosyal denge bozuldu. Birileri belki çok fazla kazanıyordur ama önemli olan toplumun büyük bir kesiminin aynı şartlarda yükselebiliyor olmasıdır, şu anda büyük bir kesim tamamen yokluk içerisinde yaşıyor. Ben profesyonel iş hayatına girdiğim dönemlerde bir Sivil Toplum Kuruluşu yöneticisiydim. Memleketime yakınım olsun ya da olmasın her cenaze için gidebiliyordum, her düğünde de takı takabiliyordum. Şimdi ne cenazelerin ne de düğünlerin hepsine gidemiyorum, gittiğim düğünlerin birçoğunda da takı takamıyorum. Ekonomik olarak büyüme bunun neresinde? Hacim olarak belki büyümüş olabiliriz ama bu sade vatandaşa yansımıyor. Belli bir kesime yansıyor ve biz bunu doğru bulmuyoruz. Biz sahada ve pazarda insanlarla bunu konuşuyoruz ve ve bu adaletsiz ve haksız gelir dağılımına yönelik tepkilerini görüyoruz.

Peki, ekonomik olarak yaşanan tüm sıkıntılara rağmen hala büyüyoruz denilmesini neye bağlıyorsunuz? Bu bir siyasi kaygı mı yoksa çaresizlik mi nasıl değerlendirirsiniz?

AK Parti kendisine bağımlı yani sosyal hizmetlerden faydalanan 22 milyon insan kitlesi oluşturdu! Çok yakın tarihte yaşadığım bir olayı da size aktarayım. Partimize üye yaptığımız bir vatandaş üç gün sonra geldi ve kendisi değil ama çok yakını olan birisi de işten çıkarılmakla ilgili tehdit gördüğü için istifa etmek zorunda kaldı. Bakın birincil derecede yakından bahsetmiyorum ancak ikincil derecedeki yakınlara bile müdahale etmeye başladılar. Üye sayısı olarak bunu yapabilirler ama bunu sandıkta nasıl yapacaklar? Sandıkta insanların vicdanı nereyi doğru buluyorsa oyunu oraya verecektir. Ona nasıl müdahale edecekler merak ediyorum… Yoksulluğu ve yokluğu çözme niyetiyle gelen AK Parti iktidarı, 20 yılın sonunda 22 milyon yoksul bıraktı! Açlık sınırı altında yaşayan insanlara baktığımız zaman insanın vicdanı sızlıyor! Elektrik ve su faturalarını ödememiz ricasıyla bize gelen vatandaşlarımız var. Sağduyulu hiçbir insan da buna duyarsız kalmayarak elinden geleni yapmaya çalışıyor. Biz bu hale nasıl geldik! Madem bu devlet üretiyor ise peki o zaman ürettikleri nereye gidiyor?

Yaklaşan seçimler için öngörüleriniz nelerdir?

Biz şu anda Sarıyer’de dışa yansıyan kısmıyla yüzde yirmi bandında ama bahsettiğim gibi üye sayısına yansımayan nedenlerden dolayı da yüzde 25’in üzerinde, Sarıyer’de birinci parti olmak üzereyiz…

Peki, Sarıyer’de seçime girilmesi durumunda yine Millet İttifakı adayı mı çıkacak?

Millet İttifakı’nın tepede bir uzlaşması var. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin seçimlerinden sonra ikinci yıl değerlendirmesinde hem CHP hem de İYİ Parti’nin il ile ilçe başkanlarının ve yöneticilerinin katıldığı bir çalıştay yaptık, bu çalıştayda özellikle yerel yönetim için “yerel yöneticilerin seçiminde seçim öncesi bir kamuoyu araştırması yapılıp ittifakın ortaklarından kimin adayı önde ise kesinlikle o desteklenmelidir” fikri benimsendi. Biz tepede yapılan mutabakata parti aidiyetimiz dolayısıyla bağlı kalmak zorundayız. Bugün böyle ama yarın şartlar değişirse de yine parti yönetiminin alacağı kararlara bağlı kalırız. Benim anlayışıma göre  kamuoyu araştırmasında yüksek oy alanın adayı ön plana çıkmalı ve öbür aday da onu ittifakın özüne uygun olmak kaydıyla aday çıkarmamalıdır. Eğer biz böyle bir anlayışı İstanbul’da oluşturabilirsek ittifak olarak 25 ilçe başkanlığını alabilecek durumda oluruz ama illa ki herkes ben aday gösteriyorum derse ittifak belediye kaybeder. Bizim şu anki düşüncelerimize göre İstanbul’da o günkü rüzgara bağlı ve bakın rüzgar da esiyor… O rüzgarın da önünde bence kimse duramaz. Rüzgar ne tarafa eserse alır başını gider… Kamuoyu araştırmalarında biz her ay binde dört beş oranında büyüyoruz.

İYİ Parti dediğiniz şartlarda bir aday çıkartırsa ve Sarıyer’i alırsa nasıl bir ilçe hedefliyorsunuz?

Benim bir sloganım vardır: yaşanabilir bir Sarıyer! Biz bu yaz döneminde sahaya mutlaka çıkacağız. Her mahalleyi teker teker gezeceğiz ve her mahallede vatandaşla bire bir görüşerek yaşanabilir bir mahallenin tespitini yapacağız. Herkesi dinleyerek yaşanabilir bir mahalle için neyi talep ediyorsa onu programa koymak zorundayız. O doğrultuda bir çalışma hedefliyoruz.

Sarıyer’in sorunları nelerdir diye hemen hemen her röportajda soruyoruz size… Bu sorunlar azalan ya da çözüme kavuşturulan var mı?

Sarıyer’in biliyorsunuz en büyük sorunu mülkiyet sorunudur, sonra alt yapı problemleri geliyor. Sarıyer de öne çıkan Yeniköy, Tarabya İstinye ve Emirgan gibi semtler gibi Büyükdere de Sarıyer’e  kazandırılmalıdır. Bence Sarıyer’in en önemli yeri Büyükdere’dir. Yeni bir vizyonla ve yapılandırma yapılmalıdır. Buna yönelik bir projemiz taslak halindedir. Sarıyer’de en büyük sorunlardan bir tanesi de ulaşımdır. Bunun yanı sıra Sarıyer bir sayfiye yeridir ancak sahiliyle ön plana çıkan bu semtin sahiline yol yaptığınız zaman o özellik kayboluyor. Ulaşım yollarını bir şekilde perde arkasına almak gerekiyor. Bu da daha çok tünellerle yapılabilir. Sahili yayaya açmak gerekiyor. Mesela gençlere yönelik su sporları olması gerektiği kadar, yaşlıları da hedeflemek zorundayız. Büyükdere’de denizin üzerinde su yüzünde yürünebilecek yürüyüş yolu olduğunu düşünün, böylece bir cazibe merkezi olur. Su sporlarıyla ilgili eğlence merkezleri yapılabilir. Sarıyer balığıyla, böreğiyle ve özellikle hafta sonları piknik alışkanlığıyla öne çıkmış bir ilçedir. Dolayısıyla hafta sonu günübirlik turizme yönelik çalışmalar düşünülebilmelidir. Köyler bölgesinde tarım için elverişli olan alanları da o şekilde devam ettirmek gerekir. Her taraf yapılaşmaya açılırsa yeşil alan kalmıyor. Sarıyer İstanbul’un en değerli yeridir ama ne yazık ki kötü yapılaşma var. Kötü yapılaşmaya da bir standart getirilmelidir. Sarıyer Merkez için otopark çok büyük bir sorundur. İstinye, Tarabya, Yeniköy de keza öyledir. Yer altı otoparkları özendirilmeli, bir de tünellerle bağlantı yoluyla trafiği sahil yolundan geri tarafa itmek gerekir. Hacıosman metrosu Sarıyer Merkez’e kesinlikle ulaşmalıdır. Sarıyer’i bir huzur evleri bölgesi olarak da görebilmeliyiz. Yaşlı vatandaşlarımızı cezbedecek hobi bahçeleri geliştirilirse emeklilerin rahatlıkla yaşayabileceği bir nokta da olabilir. Sarıyer’i günübirlik turizmde cazibe merkezi haline getirirseniz Sarıyerli gençler için de iş imkanları doğacaktır. İYİ Parti olarak Sarıyer’in sorunlarını biliyoruz. Ekonomi politikaları anlamında da çözüm önerilerimizle güçlü bir partiyiz.

Sarıyer Gazetesi aracılığıyla okurlarımıza mesajınız nedir?

İYİ Parti’nin yönetim kadrosuna baktığınız zaman (ben bunu çok yakından da gözlemliyorum) bireysel beklentilerini öne koymayan insanlardan oluşuyor. Mesela ben sadece bu devletten aldıklarımın karşılığını vermeye çalışıyorum. Profesyonel iş hayatımda da katma değer üreten bir insanım, İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanlığı’nda 3. yılıma girdim. Bizde mesleği sadece siyaset olan partili yoktur. Siyaseti memlekete hizmet olarak yapmak istiyoruz. Bizler mesleki becerilerimizi memleket ve milletin menfaatine kullanmayı düşünüyoruz. Kadrolarımızın hepsi eğitimlidir ve özellikle dikkat ederek liyakatlı insanları seçiyoruz. Ben hep söylerim partimizin isminin “iyi” olması bizi iyi yapmaz, biz mutlaka iyi işleri üretmek zorundayız partimiz ancak o zaman  İYİ olur. En yakın tarihte iktidar olduğumuzda eğitimden sağlığa, ekonomiden sosyal hayata, kalkınmadan dış politikaya kadar birçok alanda sorunlarla karşı karşıya olacağımız biliyor ve ona göre de tedbirlerimizi alıyoruz. Türkiye’den yurtdışına nitelikli insan göçü var. Bunun bir an evvel önüne geçilerek durdurulması, gidenlerin de geriye döndürebilecek projelerin üretilmesi gerekiyor. İYİ Parti olarak hedefimizi şöyle söyleyeyim: toplumda 50+1’i hedefleyen bir anlayışımız yok! Biz mutlaka 50+50’yi  bir arada yaşatabilecek projeleri ve ortamı sağlamak zorundayız. Toplumun tümüne becerileri ve bilgileri mertebesinde eşit şartları sağlayabilen bir yönetim anlayışı ancak başarılı olabilir. Sosyal ve toplumsal barışı mutlaka sağlamak zorundayız. Hedef sosyal yardıma muhtaç insan değil, kendi kendine yetebilen, üreten onurlu bir toplum oluşturabilmek… Türk insanı üretmeyi seven insandır ama tembelliğe alıştırıldık. İstihdamı mutlaka geliştirmek ve vatandaşlarımızı üreten insan haline getirmek zorundayız. Üretebilen Türkiye’yi mutlaka tekrar kurmak zorundayız. Biz yerelden bakıyoruz ama hedefimiz bütün ülkedir. Benim İYİ Parti Sarıyer İlçe Başkanı olarak etki alanım Sarıyer’dir ve Sarıyer’de yaşanılabilir bir ortam oluşturmaktır. Eğer bunu sağlayabilirsem de kendimi başarılı göreceğim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.