Sevgili Şükrü Genç!
Şimdi bu yazıyı görünce eminim “Ben seçimi kaybettim, benimle halen neden uğraşıyorlar” diye sinirlendin…
Mektubuma önce çok merak ettiğin bu sorunun cevabını vererek başlayayım!
Sarıyer’in 15 yılını kullanan, geride kişi başı 8 bin 500 liradan fazla borç bırakan bir belediye başkanının hesabı, sadece seçim kaybetmekle kapanmaz! Şimdi diyeceksin ki bu 8 bin 500 lira da nereden çıktı? “Ben mühendisim, mühendisler ince hesap yapmasını iyi bilir” diyen birine bunu anlatmaya gerek yok ama yine de yazayım. Ben sizin gibi ince hesapları bilmem ama kabasını birlikte yapalım.
Bıraktığın 3 milyar lira borcu, Sarıyer’in 350 bin kişilik nüfusuna bölünce çıkan rakam bu! Sarıyer’de yaşayan çoluk- çocuk-yaşlı-genç demeden herkesin üzerine bu borcu sen yıktın Başkan!… Bıraktığın borçlarla belediyeyi öyle bir kilitledin ki Sarıyer en az bir iki yıl kendine gelemez. Dev bir enkaz bıraktın.
Neyse devam edelim!
Sevgili Şükrü Başkan!
Sarıyer halkı sana bugüne kadar kimseye vermediği krediyi vermişti. Seni 3 dönem belediye başkanı seçti, 15 yılını sana emanet etti. Sana çok güvendi, seni AKP’den kurtuluş gördü.
Başlangıçta halkçı başkandın ancak işin sonuna doğru plazaların, AVM’lerin, inşaatçıların, gökdelenlerin kısaca patronların başkanı oldun… Oyları halktan aldın, hizmeti onlara götürdün!
15 yıllık döneminde yaptığın hizmetler, ancak bir döneme sığacak, bir elin parmağını geçmeyecek kadar az. Sarıyer’in diğer 10 yılını heba ettin! Döneminde 35-40 milyar liraya yakın para harcadın. Öyle ya sen dolarla konuşmayı seversin, o zaman dolara vuralım. Harcadığın para 1.2 milyar dolar ediyor! Belediye Binası, Evlendirme Dairesi, Sarıyer Akademi, SAGEM’ler ve birkaç kreşin dışında elle tutulur bir hizmetin olmadı.
Hatırla Sarı Öküz hikayesini hep anlatırdın!
Sarı öküzü, siyah öküzü, beyaz öküzü derken tüm sürüyü verdin, ardında kimse bırakmadın! Yola çıktıklarını, yolda bulduklarınla hep değiştirdin!
Dostlarını düşman, düşmanlarını dost gördün!
Sarıyer’i halkla beraber yöneteceğim diye yola çıkıp, koca ilçeyi birkaç kişiyle yönetmeye çalıştın! Yönetemedin, başaramadın!
Makam hırsı seni kibirlendirdi, “bir tavuk göğsü iki kaşık” dediğin günleri unuttun!
Boğaz Köprüsü’nde el konulan hacizli jeplere bindiğini unuttun, Sarıyer halkının vergileriyle yüz binlerce lira harcayıp kiralık AUDİ A8’lere bindin! Bir de mecliste gülerek “yeni modelini bekliyorum, ona da bineceğim” deyip iyice şımardın!
Belki de Yeniköy SHELL’de kendi kredi kartınla benzinini koyup, makam aracı yaptığın eski jepinin acısını çıkardın!
Sevgili Şükrü Genç; iyi başlayıp, çok kötü bitirdin! Derbentle başladın, İstinyePark ile bitirdin.
Belki de siyaset seni bozdu, ancak bil ki sen de siyaseti bozdun!
Çok insanın gönlünü kırdın, ayrımcılık yaptın, ayrımcılık içinde ayrımcılık yaptın… Sana akıl veren herkes belediyenin sırtından zengin oldu. Akıl hocalarının akla muhtaç olduklarını göremedin!
Belki de danışmanların senin gözünü kör etti.
Sevgili Başkan!
15 yıl ne çabuk geçti değil mi?
“Makamlar hep gelip geçicidir” deyip durdun ancak bunu hiçbir zaman özünde kabul edemedin! Her ne olursa olsun başkanlık makamını bırakmak istemedin! Gider ayak bile sırf arkadaşın diye “Tonguç” adında ilçeyi bilmeyen, yüzünü dahi kimsenin görmediği birini Sarıyer’e musallat etmek istedin!
Ah Şükrü Başkan aahhh!
Mekanı cennet olsun Tarabya’ya damga vuran güzel insan Rafet Baba’yı dilinden hiç düşürmezdin. “Rafet Baba ne zaman bırakırsa ben de bırakacağım” diyordun, Allah’ın işine bak ki duan kabul oldu, onun ölümünden sadece bir ay sonra seçimi kaybettin, bıraktın!
Sevgili Başkan!
Gayrettepe Pelit Pastanesi’nde sürekli buluştuğun eski dostların yok artık! Gittiğin her yerde seni kapıda karşılayan, yalakalık için etrafında fır dönen, bana ihale versin de hayatım kurtulsun diye gözünün içine bakan şakşakçılar gitti artık! Onlar çoktan yeni krallarını buldu!
Sevgili Şükrü Başkan kısaca çok yanlış yaptın çoookkk!
Uskumruköy, Zekeriyaköy’deki belediye arazilerini yok yere sattın, seçime 6 ay kala sağa sola bol keseden ihaleler dağıttın. Son 6 ayda Sarıyer’in parası 1.5 milyar lirayı çarçur ettin. Geçmişte sana küfür edenleri zengin ettin, belediyenin kasasını tam takır bırakıp avenelerini de alıp gittin.
Gecekondu mahallelerinde “Halkın istemediği hiçbir evrakı imzalamayacağım” deyip alkışları toplarken, tek teklifli yüzlerce milyonluk ihaleleri hiç sorgulamadan imzaladın. SÖZKUR, Denklem, İncity, Doğuşzade… Daha kimler kimler!
Sarıyer’de araç kiralama saltanatını sen başlattın Şükrü Başkan! Daha önceki dönemlerde böyle bir saltanat yoktu! Belediyenin her yıl yüz milyonlarca lirasını bu ihalelere dağıttın…
Sarıyer’e sonradan bağlanan Ayazağa’nın vergilerini alıp, oraya elle tutulur hizmet götürmedin.
Sevgili Şükrü Genç!
15 yıl ne çabuk geçti değil mi?
Sarıyer için yapabileceğin onca şey varken yapmadın! Kılını dahi kıpırdatmadın! Enerjini hep farklı yerlere harcadın. Son döneminde başka dünyaların insanı oldun, halktan ve ilçeden iyice koptun. Kötü dostların, yol arkadaşların oldu. Hep bu saltanat sürecek, ölünceye kadar başkan olacağım sandın.. Ama yanıldın!
Şimdi Sarıyer’i senin tabirinle 17. sıradaki liyakatsiz (!) bir isim yönetiyor.
Senin gibi deneyimli (!) olacağına amatör ruhlu bir başkan daha iyi olmaz mı?
Aahh Şükrü Başkan aahh!
Daha yazılacak, çizilecek çok şey var. Bunu sende biliyorsun. İlerde yine sohbet ederiz bu köşeden zaman zaman senle. Şimdi otur ve iki elini başının arasına alıp düşün. “Ben nerede hata yaptım” diye kendine sor!
Bil ki bu soruya cevap alamazsan, üzerine bulaşan 15 yıllık başkanlık kibrinden henüz kurtulamamışsın demektir!
Neyse sevgili başkan!
Sakın Gölge Adam’a kızma! Eğer yukarıdaki uyarılardan azını sana zamanında yapsalardı belki bugün 5. katta oturmaya devam ediyor olacaktın!
Şimdilik selametle! Senin tabirinle “Allah ağzımızın tadını bozmasın!”
Ne yaptı koca sarıyerin faleketi oldu. 15 sarıyeri geri götürdü. Çaldıkları ve çaldırdıklarıda çabası.
Hizmet kim sen kim. Sarıyer seçmenine güvenerek egosu tavan yapmıştı