“Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var”, “Aşk iki kişiliktir” ve “Ben ölürsem akşamüstü ölürüm” şiirlerini her defasında bambaşka duygularla okuduğumuz ve şiir severleri yaşam, aşk, ölüm duygularının kıyısında ustalıkla gezdiren şair Ataol Behramoğlu, Sarıyer Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. Yaşamı şiirleriyle anlamlandıran Behramoğlu, Sarıyer’i bir cümleyle “Enginlere açılma duygusu…” diye anlattı.
Şiir yazma tutkunuz nasıl başladı? Yazmaya başladığınızda hangi şairlerin şiirlerinden etkilendiniz?
Çok erken yaşlarda başladım. Etkilendiğim ilk şairler bizim hece kuşağı şairleridir.
Bir şair olarak yaşamı “şiirle anlatmak” sizin için nasıl bir duygu?
Heyecan verici bir duygudur.
Peki, şiirlerinize anlatmak istediğiniz duyguyu nasıl katıyorsunuz? Bir şairi diğer şairlerden ayıran en özgün özellik ne olmalıdır?
Her şairin ses tonu farklıdır. Bu fark onun özgünlüğüdür.
Sizce şiir nedir? Bir şair olarak Atol Behramoğlu şiiri nasıl tanımlar?
En az sözle en çok şey söylemek denebilir…
En beğendiğiniz ve sizde yeri özel olan şiiriniz hangisidir? Neden?
Ayrı ayrı hepsini severim.
Anı, gezi, deneme, mektup, antoloji ve çeviri gibi birçok türde de eserleriniz var. Bunların içerisinde şiir yazma tutkusu yaşamınızın neresinde yer alıyor?
Sanırım en başında.
Türkiye’de şiir ve kitap okuma alışkanlığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Şiiri doğru bir şekilde anlamlandırarak okumak için ne gerekir?
Yeterli olmadığını biliyoruz. Şiiri doğru anlamak için doğru okumak, onun için de doğru eğitim gerekiyor.
Yılların usta kalemi olarak genç yeteneklere neler önerirsiniz? Edebiyat tutkularını başarıya nasıl taşıyabilirler?
Hemen oldum sanmamak. Okumak, düşünmek, çalışmak.
Söyleşi, şiir dinletisi ve konferanslara katıldığınızda nasıl geri dönüşler alıyorsunuz?
Karşılıklı bir sıcaklık, sevgi, duygu alışverişi…
En çok hangi duygular içerisindeyken şiir yazmayı seviyorsunuz?
Mutlu ya da hüzünlüyken…
İstanbul’un gözbebeği Sarıyer’i şiir gibi bir cümleyle nasıl anlatırsınız?
Enginlere açılma duygusu…
