Selçuk Kavaloğlu: “Sarıyer’in başarısı için emek veriyoruz”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sarıyer Spor Kulübü Başkanı Selçuk Kavaloğlu, göreve geldiği günden bu yana kulüpte yaşanan son gelişmeleri ve Sarıyer’i ileriye taşımak için hedeflerini Sarıyer Gazetesi’ne değerlendirdi.

Sarıyer Gazetesi Haber Müdürü Rukiye Ay’ın sorularını yanıtlayan Kavaloğlu; “Sarıyer’e yakışır bir şekilde stadımızı ve kamp binamızı yaparsak Sarıyer Spor Kulübü’nün geleceği adına iki önemli adıma imza atmış olacağız. “Sarıyer Spor Kulübü’nü köyün çocukları yönetecek” demiştik ve öyle de oldu. Kulübümüz hak ettiği yerde olacak” dedi.

Sarıyer Spor Kulübü’nde göreve geldiğiniz günden bu yana neler değişti?

Sarıyer Spor Kulübü’nde kurumsallaşmak adına ciddi adımlar attık. Birinci hedefimiz Sarıyer Spor Kulübü stadıydı ve stattaki çalışmalar ilerliyor. Allah nasip ederse ilk yarı maçlarımızı burada oynayıp, ikinci yarı maçlarımızı da Bayrampaşa Stadı’nda oynayacağız. İkinci değişiklik kongrede de kulübümüze taahhüt ettiğimiz gibi şu anda projesi çizilen otel konforunda bir kamp tesisi kazandıracağız. Sarıyer Spor Kulübü’nün ilişkilerini gerek sosyal medya ortamında, gerekse birçok alanda çeşitli kurumlarla düzenledik. Bu görüşmelere hala bir program halinde devam ediyoruz. Sarıyer’deki bütün amatör spor kulüpleriyle görüşme taahhüdümüz vardı ve bu görüşmelere de başladık.

Sarıyer Spor Kulübü’nün öncelikli hedefleri nelerdir?

Sarıyer Spor Kulübü’nün birinci hedefi, Sarıyerli büyüklerimizin sayesinde sahayı yaptırmaktır. Sarıyerliler olarak ikinci büyük hedefimiz ise bu takımı yukarıya taşımaktır. Onun için de sabırla ve emin adımlarla gerekli tüm çalışmaları yapıyoruz. Bunları yaparken de Sarıyer Spor Kulübü’nün paralarını boşa harcamamak adına hassasiyet gösteriyoruz. O nedenle sabır göstermemiz gereken davranışlarımız ya da projelerimiz, başarıya olan susamışlıklarından ötürü bazı Sarıyerlilerin gözüne batabilir. Herkes emin olsun ki biz ne yaptığımızı biliyoruz! Hata da yapsak hatamızı telafi etmek için projeler geliştiriyor, hatamızı düzeltiyor ve yolumuzda emin adımlarla ilerliyoruz. Yani sözün özü; Sarıyer’e yakışır bir şekilde stadımızı ve kamp binamızı yaparsak Sarıyer Spor Kulübü’nün geleceği adına iki önemli adıma imza atmış olacağız. Tahminen 2-3 sene zarfında Sarıyer Spor Kulübü’nün tesisleşme problemi de ortadan kalkacaktır.

Sporda başarı ya da başarısızlık bir spor kulübünü nasıl etkiler? Sarıyer Spor Kulübü açısından ele alırsanız nasıl değerlendirirsiniz?

Spor kulüplerinde başarı gerçekten önemli bir faktördür. Çünkü başarı futbolcuyu, teknik kadroyu, yönetimi ve seyirciyi motive eder. Tesisleşmeyi eksiksiz yapsanız da başarılı olmadığınızda pek de revaçta olamazsınız. Türkiye’mizin maalesef bir gerçeği olarak “başarı”, sadece şampiyon olmak ve karşı takımı yenmek gibi addediliyor. Ancak bir kulübün kurumsallaşması adına sadece sahada göstereceğiniz başarı yeterli değildir. Kulübün geleceğini kurtarmak adına iyi şeyler yapmak da başarıdır. Sarıyer Spor Kulübü adına inanıyorum ki bu kadar başarısızlığa rağmen; futbol, tesisleşme ve kulübe yatırım konusunda iyi şeyler yapıyoruz. Bizi yorsa ve zor olsa da başarabileceğimize inanıyorum…

Sarıyer Spor Kulübü’nde uzun süre üst üste gelen başarısızlıkların ardından, galibiyetler gelse de sanırım henüz bir denge oluşamadı. Bu süreçle ilgili neler söylersiniz?

Evet, herkesin malumu biz baya geciktirilmiş bir kongre süreci yaşadık. Kongreden sonra da normalde tüm takımların 30 gün kamp yaptıkları dönemde biz mecburiyetten dolayı 12 gün kamp yapabildik. Kulübümüzde sözleşmeli iki futbolcu kalmıştı. Dolayısıyla kendimizi bir yandan transfer, bir yandan da tesis telaşının ortasında bulduk… Bunları yaparken de bazen hata ya da eksiklikler yapmış olabiliriz. Sonuçta biz bunları bilerek göreve geldik. Anlaşmazlık yaşadığımız ve yollarımızı rıza göstererek ayırdığımız teknik direktörlerimiz oldu. Burada göz ardı edilmemesi gereken bir şey var… Ben senelerdir bu kulübün içindeyim. Senelerdir nice teknik direktörler geldi ve gitti. Hepsinin niye geldiğini ve niye gittiğini gayet iyi bilen bir insanım! Gençlik yıllarımda bir futbol hayatım olmasa da sonuçta Sarıyer’in genç takımında top koşturdum… Futbolcu değilim ama tecrübelerime istinaden her zaman Perşembe’nin gelişini Çarşamba’dan görmüşüzdür! Kısacası bir eksik gördüğüm zaman “önleminizi alın, ufukta bir problem gözüküyor” demişimdir ve o problemler hep karşımıza çıkmıştır. Sarıyer Spor Kulübü’nde de bu yönde adımlar attık. Sarıyer’de top oynamış, disiplininden kariyerinden şüphemiz olmayan “yiğit” lakabıyla anılan Sarıyer’in çocuğu Mehmet Demirtaş ile anlaşmamızı yaptık. Kıymetli hocamız Yılmaz Vural’ın da bize katkıları çok olmuştur. Kendisine teşekkür ediyorum. Onun da tavsiyesi ve yönlendirmesiyle biz böyle bir  karar verdik. Mehmet hocamız da teklifimizi kabul etti, hatta kabul ederken kendisinin şu söylemi beni çok mutlu etti: “Ben Sarıyer spor kulübü sayesinde var oldum. Onun için Sarıyer Spor Kulübü’ne bir vefa borcum var. Bunu ödemek isterim.” Kendisiyle anlaşma yaptık ve yanına da Çayırbaşı’mızın çocuğu alt yapı U17 Serkan Özdemir hocamızı koyduk. Her bir özel hocamız yanında Sarıyer Spor Kulübü’nün eski kalecisi Tufan hoca kaleci olarak görev yapıyor. Genel itibariyle baktığınız zaman kongrede söylediğimiz her şeyin altına imza atmış olduk! Ne demiştik? “Sarıyer Spor Kulübü’nü köyün çocukları yönetecek” demiştik. Evet, alt yapısıyla ve yönetimiyle Sarıyer Spor Kulübü’nü artık köyün çocukları yönetiyor. Bu da benim şahsım ve yönetimim için gurur kaynağı oldu.

Kulübün ligdeki durumunu nasıl görüyorsunuz?

Sezonun başında yeni bir takım yaptık ve bu arkadaşlar birbirlerine alışma süreci geçiriyorlar. Onun için ben şu an oraya hiç takılmıyorum! Çünkü biz orada kalıcı değiliz. Biz yukarılara çıkacağız ve ilk yarıyı da Play-Off’ta ya da buna yakın bir yerde bitirip ikinci yarı hocamızın da öngöreceği takviyelerle başarıyı yakalayacağız.

Kulüple ilgili yaratılmak istenen kötü algı ve karalamalar için neler söyleyeceksiniz?

Bu durum Sarıyer’imizde bir kronik rahatsızlık gibime geliyor! Ben iyi hatırlıyorum son üç senedir Sayın Saffet Akkoyun’un kulübü bırakması için uğraşan ve bana da “gel buraya başkan ol” diyen aynı insanlar, görüyorum ki şimdi de benim gitmem için bir mücadele içerisindeler. Ancak şunu göz ardı ediyorlar, ben “köyün çocuğuyum” ve ben buraya “kulübümü yarı yolda bırakmak için” gelmedim. Sarıyer Spor Kulübü’nü kurumsallaştırmak, tesis kazandırmak ve başarıya taşımak için buraya geldim. İyi niyetli eleştirenlerin başımızın üstünde yeri vardır. Ama kara cahillikle ve kötü niyetli eleştirenleri kabul etmiyorum. Hiçbirisini de dinlemiyorum! Herkes elindeki bilgilere güveniyorsa yazmakta özgürdür ancak bilmelerini isterim ki gerçeği yansıtmayan konularla ilgili adaletin karşısında cevaplarını vermek zorunda kalacaklar. Biz Sarıyer Spor Kulübü’nün başarısı için emek veriyoruz. Yaratılmak istenen boş ve yanlış gündemlere de uğraşacak vaktimiz yok.

Sarıyer Belediyesi’nden istediğiniz desteği alabiliyor musunuz?

Kongrede yola çıkarken şunu söyledim: “Sarıyer Spor Kulübü’ne siyaset sokmam ve sokana da asla müsaade etmem.” Hala o sözlerimin arkasındayım ve bir Allah’ın kulu çıkıp da “Sarıyer Spor Kulübü’nde siyaset yapıyorsunuz” diyemez! Sarıyer Belediye Başkanı Sayın Şükrü Genç’e yönetim kurulu üyelerimizle birlikte bir nezaket ziyaretinde bulunduk. O ziyarette kendisine şunu söyledim: “Biz sizden ne kamp parası istemeye, ne bize bir futbolcu transfer edin demeye gelmedik. Biz sizinle Sarıyer için birlik olmaya geldik.” “Tamam” dedi ancak sonrasında talep etmemize rağmen Sarıyer Spor Kulübü’ne randevu verilmedi. İlçemin belediye başkanıdır ve saygı duyarım. Sadece şunun bilinmesini istiyorum. Sarıyer Belediyesi, Sarıyer Spor Kulübü’ne destek olur ya da olmaz bu onların kararıdır ancak buradaki ortak payda Sarıyer’dir. Bugüne kadar Şükrü Genç’e hiçbir saygısızlık yapmadım ama maalesef benim bilmediğim sebeplerden ötürü bizimle görüşmek istemiyor. Muhakkak kendince haklı tarafları vardır diye düşünüyor ve saygı duyuyorum.

Sarıyer’in değerlerinden biri olan Sarıyer Spor Kulübü için Sarıyerlilere çağrınız nedir?

Herkes hatırlar, 10 senedir kongre süreçlerinde Sayın Saffet Akkoyun’un bir çağrısı olurdu: “Ben aday değilim, buyurun birisi taşın altına elini koysun!” Ancak bu taşın altına elini koyacak hiç kimse çıkmadı. Ben bunca eksiğe ve sıkıntılara rağmen bir Sarıyerli olarak gururla söylüyorum; elimi taşın altına koydum! Görüyorum ki Sarıyer’de onca iş adamı, işveren, sanayici, esnaf var ama hiç kimse Sarıyer Spor Kulübü’ne destek adına bir şey yapmak istemiyor. Destek olanlar yok mu? Var… Allah hepsinden razı olsun. Sarıyer’in bu kötü gününde onlar Sarıyer Spor Kulübü’nün yanında oluyor. Kulübümüz de onların yanında olacaktır. Ben yola çıktıklarımı yolda bulduklarıma değişmem. Sarıyer spor kulübünü biz böyle amatör bir kafayla “kendi yağıyla kavrulsun” deyip bir kenara atarsak yok etmiş oluruz. Gelin hep beraber kulübümüze sahip çıkalım. Yanlış anlaşılmasın para yardımı yapın demiyoruz. Bizim böyle bir talebimiz yok. Ancak maçlarında tribünleri doldursunlar. Sarıyer ruhunu yaşatalım. Sarıyer Spor Kulübü doğru yolda, doğru işler yapıyor, iyi yerlere gelecek ve ses getirecek… Buna yakın zamanda da herkes şahit olacak.

Takım çalışmalarınız nasıl gidiyor? Teknik direktör ve oyuncu kadronuz arasındaki uyum nasıl?

Geçmiş senelerdeki tecrübelerime istinaden bir şey söyleyeyim. Sarıyer Spor Kulübü bu idmanları son beş senedir ilk defa yapıyor. Takımımızın iyi bir disipline ihtiyacı vardı ve iyi bir hoca getirdik. Disiplini kurdu ve takımın kaynaşması da arttı. Futbolcularımız idman yapamadıkları için bu durumdan yana şikayetleri vardı. Şimdi idmanlarda yorulmalarına rağmen memnunlar… İyi bir takım yaptık iyi top oynuyoruz. Bu iyi topu 90 dakikaya yaymak adına şu an çalışıyoruz ve inşallah keyif veren bir Sarıyer’i izleyeceğiz. Takım ruhunu yakaladık.

Başarıya koşmanızın önündeki en büyük engel nedir?

Üst lig hayalimiz ve hedefimiz var ama biz bunları hep hayal edip hedefe doğru yürürken bir yandan da tesisler konusunda eksiklerimizi kapatmaya uğraşıyoruz. Allah nasip ederse Sarıyer Spor Kulübü’nün bir sahası olacak. Önümüzdeki senenin sonuna doğru Orhan Keçeli tesisleri için değişimlerimiz olacak. Yani takımı üst lige çıkaralım ama takımı da bir yandan hazır etmemiz gerekir. Geçmiş senelerde bunu yapamadık. Bu sahada top da oynanmaz, deplasmana gelen takımın futbolcuları mevcut soyunma odasına da sokulmaz. Futbolcuların yedek kulübesinde oturulmaz. Allah nasip ederse seneye kendini üst lige hazırlamış ve üst lige çıkmış (çıkmasa bile hiç sorun değil ama hedefimiz o yönde) hazır bir takım bulacağız. Önümüzde herhangi bir engel görmüyoruz. Sarıyer Spor Kulübü’nün ihtiyacı olan Sarıyerlilerin kenetlenmesidir. Maçlarda bize destek vermelerini ve tribünleri doldurmalarını istiyoruz. Takımımız şu an hak ettiği yerde değil ama hak ettiği yerde olacak. Her şey iyi olacak. Herkes içini rahat tutsun.

Selçuk Kavaloğlu’nun Sarıyer’e mesajı var mı?

Bu kulübün bir neferi ve köyün çocuğu olarak, kulübüme hizmet edebilmek için bir başkanının ilgilenmemesi gereken çok sayıda işle de uğraşıyorum. Asla şikayet etmiyorum. Köyün çocuğu olarak zamanında çalınmamış tüm kapıları çaldık. Hep söyledim ve yine söylüyorum. Kulübümün menfaati adına doğru insanı bulduğum anda kongre kararı da alırım. Ancak Sarıyer’de bu taşın altına elini sokacak bir baba yiğit çıkmadı. Kulübün menfaati adına ne gerekiyorsa yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Herkes içini rahat tutsun tünelin sonu çok aydınlık… Birçoğunun belki bıyık altından güldüğü anlardır ama yakın zamanda bizim yanımızda duranlar kahkaha atıp güleceklerdir!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.