395 yıllık çınardan ilham alan sergi Cendere Sanat Müzesi’nde

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul’un tarihi ve güncel olanı buluşturan, dinamik kültür merkezi Cendere Sanat Müzesi yeni sergisi “Ağaçlar Konuşunca” ile sanatseverlere kapılarını açıyor. Cendere Sanat Müzesi’nin bahçesinde yer alan 395 yaşındaki ulu çınarın bilgeliğinden ve kentsel müştereklerden ilham alan “Ağaçlar Konuşunca” sergisi 21 Nisan 2024 tarihine kadar ziyaretçilerini bekliyor.

Cendere Sanat Müzesi, disiplinlerarası bir anlayışla günümüz sanatını merkeze alan, sanatın tüm disiplinlerine açık, kapsayıcı bir mekân olarak İstanbul’un enerjisine, kültür ve sanat yaşamına özgün ve etkileyici bir katkı sunmak üzere Ekim 2022’de kapılarını açtı. Osmanlı döneminde pompa istasyonu olarak kullanılan mekan, İstanbul’un günümüze kadar ulaşan az sayıdaki endüstriyel miras yapılarından. Bu yapının bahçesindeki 395 yaşındaki ulu çınardan ilham alan yeni sergi “Ağaçlar Konuşunca”nın küratörlüğünü Derya Yücel, Ebru Yetişkin, Esra Aliçavuşoğlu ve Marcus Graf üstleniyor.

“Ağaçlar Konuşunca” sergisi, dünyalı bir varlık olmanın temelinde birbiriyle dayanışmanın da yer aldığını ve bu dayanışmanın ise hiçbir zaman sadece insanlar arasındaki ilişkilerle sınırlı kalamayacağını iddia ediyor. Günümüzde insanlar, ağaçlar, dereler, hayvanlar, bitkiler, mineraller, kültürel miraslar ve makinaların giderek birbirine benzer kaderleri paylaştığı daha çok tartışılıyor. Donna Haraway’in ifadesiyle, bugün “yoldaş türler” giderek birbirleriyle hayati ilişkiler, anlatılar ve b(ağ)lar kuruyor. Sergi, artık bizi ve diğer türleri bir beladan ve felaketten diğerine sürüklemeyen bir müşterek düşünme ve birlikte yaşama biçimi bulmayı amaçlıyor. Çok-disiplinli bir karma sergi olan “Ağaçlar Konuşunca”, birbirinden farklı sesleri, hikayeleri ve kolektif ifade biçimlerini duyabilme ve tanıyabilme yetisini güçlendirmeye yönelik bir çağrı olarak tasarlandı. Çeşitli ve bilmediğimiz dillerle, buluntu seslerle, karşılaşmadığımız bilgilerle, spekülatif kurgularla, tanıdık olmayan yüzlerle ve tuhaflıklarla ilişki kurabilme olanaklarını çoğaltmak ve “müşterekler lehine” uzlaşmanın yollarını keşfetmek, bugün daha demokratik bir toplum arzusunun günümüzdeki yankısı olarak karşılık bekliyor.

Alican Okan, Ardan Özmenoğlu, Ayşegül Karakaş, Azade Köker, Balkan Karışman, Bilal Hakan Karakaya, Burçin Başar ,Cevdet Mehmet Kösemen, Esra Özdoğan, Evren Erol, Gözde İlkin, Ilgın Seymen, İsmail Eğler, Meltem Şahin, Mert Acar, Murat Germen, Nalan Yırtmaç , Sanem Tufan, Seçil Büyükkan, Sinem Dişli, Sokak Otları (Kerem Ozan Bayraktar), Tayfun Erdoğmuş, Uğur Bişirici, Uğur Engin Deniz, Umut Erbaş ve Yusuf Aygeç’in eserlerinin yer aldığı “Ağaçlar Konuşunca” sergisi 21 Nisan 2024 tarihine kadar Cendere Sanat Müzesi’nde ziyaret edilebilir.

Pompa İstasyonundan Cendere Sanat’a…

Osmanlı Dönemi’nin sonlarında inşa edilen Cendere Su Pompa İstasyonu, İstanbul’un günümüze kadar ulaşan az sayıdaki endüstriyel miras yapılarındandır. Kentin ana su hattı olan Taksim suyu tesislerinin artan ihtiyacı karşılayamaması nedeniyle II. Abdülhamit tarafından 1902 yılında inşa ettirilen yapı, kentin kaynak sularından beslenen ikinci büyük şebekesi olan Hamidiye Su Sistemi’nin bir parçasıdır. İnşa edildiği dönemde su kalitesi bakımından “en saf ve kaliteli içme suyu” olan Hamidiye sularının, Beşiktaş Yıldız Sarayı’na kadar uzanan yol üzerindeki tüm semtlere dağıtımının sağlandığı Cendere Su İstasyonu’ndan şehirdeki yaklaşık 100 çeşmeye günde 1200 metreküp suyun pompalandığı bilinmektedir. Zaman içinde 33 metre yüksekliğindeki tuğla bacasını kaybeden yapı, elektrikli sisteme geçilmesinin ardından bazı iç mekân alanlarında değişime uğrasa da günümüze özgün dokusunu büyük oranda koruyarak ulaşmayı başardı. 1990’lı yıllara kadar istasyon fonksiyonunu sürdürmekle beraber, artık şehrin sadece birkaç çeşmesine su vermekteydi. Yeniden işlev sürecini tasarlarken şehir içinde ihtiyaç duyulan hizmet alanlarını göz önünde bulunduran İBB Miras’ın İstanbul’un dört bir yanında titizlikle yürüttüğü kültürel miras alanlarının korunması ve yeniden kent yaşamına kazandırılması çalışmaları kapsamında ele alınan yapı, çağdaş sanat alanı olarak yeniden işlevlendirilerek “Cendere Sanat Müzesi” olarak kapılarını İstanbullulara açtı.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.