TÜRKÜ: “Türkü söylemek yaşamla bağım”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Muhteşem sesiyle türkü severlerin kalbini kazanan ve unutulmaz eserler seslendiren Türkü, 4 yıl aradan sonra çıkan albümü “Yeniden/Vazgeçmedim Söylemekten” ile yine kulakların pasını sildi. Türkü; “20 yıldır türkü söylüyorum. Bu yolculuğa ilk çıkarken arzuladığım türkülerimi sevenlerimle hep bir ağızdan söylemekti. Uzun ve zorlu bir yolculuktu ama bunu başardım” dedi.

Müzik hayatına adım atmaya nasıl karar verdiniz?

Bu çocukluğuma dayanan bir süreç. Müziğe olan yeteneğimi 2. sınıfta ilkokul öğretmenim fark etti. Onun doğru yönlendirmesi ve tabii ailenin desteğiyle başladı her şey. Mandolin dersi almaya başladım ama aslında kollarım bağlamaya yetmediği için mandolinle kandırıldım… İlerleyen dönemde solfejle beraber bağlama dersleri almaya başladım. Değerli hocalarım Ateş Köyoğlu’ndan, Halil Yüreyli’den ve Mustafa Yarıcı’dan dersler aldım. 1990 yılında konservatuara gidim. O dönem benimle beraber sınava 1500 kişi girdi ve halk müziği ses eğitimi bölümünü kazanan 5 kişiden biriydim. Üniversite hayatımla beraber profesyonel anlamda sahne hayatım da başladı. Öncesinde de amatör olarak sahne alıyordum. O dönem rahmetli Adnan Şenses, Hülya Avşar, Kibariye, Sinan Erkoç gibi isimlerin alt kadrosunda Türk Halk Müziği söyledim. O zaman tabii kadro vardı, gazino kültürü vardı. Derken benim için İstanbul günleri başladı… İstanbul’a geldikten sonra ilk Fono Müzik’le bir çalışmamız olmuştu. Fakat kendim de dahil olmak üzere çok kayda değer bulmadığım bir çalışma olmakla beraber tecrübe edindiğim bir albümdü. Sonra Sindoma Müzik’le çalıştım. Allah rahmet eylesin sevgili Murat Göğebakan aracılığıyla tanışmıştım. O zamanın ifadesiyle Küçük Emrah’ın ki şimdinin Emrah’ı vokalistliğini yaptım. Murat Göğebakan beni kıymetli abim Cengiz Kurtoğlu ve Hasan Topaloğlu ile tanıştırdı. Bana göre beni var eden ilk albüm Sindoma Müzik etiketiyle piyasaya çıktı. Ben insanların ismiyle doğru orantılı yaşadığına inanıyorum.

“Adı Türkü” albümünüzle çıkış yaptınız. 90’lı yıllardan bugüne müzik yaşamında neler değişti?

90’lı yıllardan bu yana benim müzik yaşamımda değişen bir şey olmadı. Ben aynı benim fakat müzik piyasasında birçok şey değişti…

Türkü söylemek sizin için nasıl bir duygu? Bir türküyü yorumlarken kendinizden neler katıyorsunuz?

Olmazsa olmazım… Yaşamla bağım diyebilirim. Türkü söylerken yaşıyorum eserin anlattığı konuyu… Türk Halk Müziği aslında magazin gündemini yönlendiren bir müzik tarzı olmadığı için hak ettiği değer verilmiyormuş gibi görünüyor ama ben öyle düşünmüyorum. Çünkü toplumun türküleri dinlememiş olması söz konusu olsaydı bizler dünden bugüne yarına türküler söylemeye devam edemezdik ki yeni nesilde de türkü söyleyen çok yetenekli gençler var. 20 yıldır türkü söylüyorum ve 20 yıldır bana aynı cümle söyleniyor. Eğer türküler hak ettiği değeri görmeseydi ben 20 yıldır türkü söyleyemezdim ya da benim dinlediğim ustalarım bugün hala türkü söyleyemezdi ya da yeni nesil türkülere bu kadar değer vermezdi.

Seslendireceğiniz türküleri neye göre seçiyorsunuz? En çok severek okuduğunuz türkü hangisi oldu?

Yaşamadığım, hissetmediğim hiçbir türküyü okumadım albümlerimde. Albümlerimde seslendirdiğim her eseri seviyorum.

Bir türküyü başarılı bir şekilde yorumlayabilmenin sırrı sizce nedir?

Bir türküyü başarılı bir şekilde okuyabilmek için kesinlikle hissetmeli, anlatılanların gerçekliğini yaşamış gibi… Ki o duyguyu dinleyen de hissedebilsin. Eserde anlatılan acıyı, tatlıyı, hüznü, kederi, mutluluğu hissetmezseniz, hissettiremezsiniz…

Son çıkan albümünüz “Yeniden / Vazgeçmedim Söylemekten” ile hayranlarınızla buluştunuz. Albümünüzün ismine nasıl karar verdiniz?

Albümlerimin isimlerini şarkılarımdan seçmek yerine bir hikayesi olan isimler vermeyi tercih ediyordum. 4 yıldır albüm yapmadım. Bu süreçte konserlerim devam etti ama albüm yapmadığım için sanki bu süreçte müziği bırakmışım gibi algılandı. Bu anlamda da albüme isim düşünürken “Yeniden/Vazgeçmedim Söylemekten” tam da duygularımı ifade eden bir isim oldu ve içimize çok sindi.

Müzik yolculuğunuza çıktığınızda bugünlere geleceğinizi hayal etmiş miydiniz?

Bu yolculuğa ilk çıkarken arzuladığım türkülerimi sevenlerimle hep bir ağızdan söylemekti. Uzun ve zorlu bir yolculuktu ama bunu başardım. Hayal ettiğim buydu ve bu sene 20 yılımı kutluyorum meslek hayatımda.

Türkülerin geçmişten bugüne toplum yaşamımızda hep var olabilmesi için genç yeteneklere tavsiyeniz nedir?

Gençlere inandıkları şeyden vazgeçmemelerini öneriyorum. Özellikle söz konusu türkülerse hem alaylı, hem mektepli olmalarını öneririm. Muhakkak eğitim şart ama ses ve yetenek Allah’tan gelen bir şey. Bunu geliştirmek adına eğitim şart. İnandıkları şey uğruna mücadele etmeye devam etsinler ve asla vazgeçmesinler.

Röportajımızı okuyan Sarıyerlilere bir mesajınız var mı?

Sevgili Sarıyerlilere her zaman söylediğim gibi şunu söylemek istiyorum: Yüreğinizden sevgi, bedeninizden sağlık, yüzünüzden tebessüm, cebinizden bereket, dilinizden de türküler eksik olmasın. Sevgiyle kalın…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.