Ulaş Nikbay

Bin Lira Ver Yeter Ağabey!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Manavdan biraz patates, soğan alıyorsun. Biraz da yeşillik. Birkaç adet de sebze. Ne kadar diye soruyorsun. Sesini inceltiyor manav kardeş: Yüz lira ver yeter ağabey…

Kasaba gidiyorsun. Et, kıyma, tavuk derken… Fiyatlardan konu açılıyor. Biz de şaşırdık valla. Her gün etiket değiştiriyoruz. Neyse içimi karartma, ne kadar söyle de ödeyip gideyim. Bin küsur diyor. Yine o aynı ses inceltme: Bin lira ver yeter ağabey…

Taksiye bindin. Kısacık mesafe. Bu kadar tutar mı ya! Olacak iş değil diye düşünürken o tanıdık ses inceltme yine duyuluyor: Yüz lira ver yeter ağabey…

Tesisatçı geldi eve. Beş dakikada bir borunun içine tel çubuk sokarak halletti sorunu. Kapıdan çıkarken sesini inceltiyor: İki yüz ver yeter ağabey…

Nakliye işi var. Koltuklar taşınacak bir yerden bir yere. Nakliyeci koltukların ederi kadar para isteyecek neredeyse. Onun da sesi inceliyor: Bin lira ver sen hallederiz ağabey…

Alıyor beni bir düşünce. Bu insanlar neden rakamların hakkını vermiyorlar ki? Söyleseler ya gümbür gümbür seçim meydanlarında bağıran liderler gibi… Dobra dobra, övüne övüne verseler şu rakamların hakkını. Az buz rakamlar değil ki bunlar.

Bir oy ver yeter ağabey, diyerek sesini incelten siyasetçi gördünüz mü hiç? Ben görmedim, duymadım. O sesler kalın ve kendinden emin. İhracat şu kadar olduuu… Rekor kırdık rekor! İthalat ne oldu ağabey? Yok soramazsın ki! Sen kimsin? Konumuz ihracat bin milyon olduuu… Vay ne güzel kulağa dolu dolu geliyor. İşte böyle şimdi verdin hakkını ağabey!

Efendim ithalat ile ihracat arasındaki farka bakmalıyız. Sonuçta biri gider, biri gelir. İhracat ithalattan daha fazla arttıysa bu iyi bir şeydir. Yoksa cari açık artıyorsa kime ne faydası olur ki ihracattaki artışın? Ya vatandaş ekonomist değil ki bunu nasıl çözsün? Söyleyiverelim işimize gelen rakamları gümbür gümbür. İhracat bin milyon olduuuu…

Manav gibi yüz lira ver yeter ağabey tonunda söylemezler bunu.

Kasap gibi incelterek seslerini bin lira yeter ağabey tonuyla yetinmezler…

Taksici de değiller ki yüz lira ver yeter ağabey tonuna insinler…

Tesisatçı da değiller ki iki yüz ver yeter ağabey tonuyla konuşsunlar…

Ne de nakliyeciler, bin lira ver hallederiz tonunda söylesinler…

Bazı rakamları dolu dolu söyleriz, bazılarını inceleterek. İşimize nasıl geliyorsa öyle yaparız…

Sözün özü: Bu yazıda ses tonuna takıldığım esnaf kardeşim ne yapsın? Onlar da baş döndürücü fiyat artışlarından mahcubiyet duyarak biz müşterilerine fiyatları söylerken seslerini inceltme gereği duyuyorlar belki de! Onların mahcubiyetinden siyasilerde eser yok… O zaman anlaşılan o ki bu devran böyle gidecek, artık buna bir uyum sağlamak lazım.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.